SAĞLIK

Baş ve boyun kanseri anketinden çıkan sonuçlar kaygı verici

Baş ve boyun kanseri anketinden çıkan sonuçlar kaygı verici

Medikal, Kreatif, Teknolojik, Sağlıklı Fikirler

Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Anketinde Kaygı Verici Sonuçlar Ortaya Çıktı!  

Bu yıl  21-25 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 8. Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası kapsamında Avrupa Baş ve Boyun Derneği’nin (EHNS) “Make Sense” kampanyasının bir parçası olarak Türkiye dahil Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz’de toplam 5700 kişiden fazla insana farkındalık anketi düzenlendi.

8. Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası kapsamında Avrupa Baş ve Boyun Cemiyeti tarafından yürütülen “Make Sense” kampanyasının bir parçası olarak Avrupa Kanser Hastaları Koalisyonu tarafından başlatılan ve YouGov tarafından yapılan, Türkiye’nin de içinde olduğu beş ülkede uygulanan anket, Türkiye’de hastaların baş ve boyun kanserinin bulgu ve belirtileri ile beraber ne zaman doktora başvurmaları gerektiğini bilmediklerine ilişkin çarpıcı verileri gözler önüne seriyor. Anket sonuçlarına göre kamuoyu tıbbi öneriler alma konusunda da isteksiz davranıyor.

Covid-19 tanı koyma sürecini geciktiriyor

Yaşanan COVID-19 pandemisinin de sorunu alevlendirdiğini kanıtlayan anket bulgularına göre katılımcıların yaklaşık %40’ı pandemi nedeniyle bir doktora başvurmayacaklarını belirtiyor. Yani COVID-19, hastalar üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olan ve geç tanı konulduğunda sağ kalım oranlarının düşük olduğu baş ve boyun kanserine ilişkin tanı konma sürecini de olumsuz etkiliyor. Maalesef olguların %60’ında tanı konduğunda hastalık ilerlemiş olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki erken evrelerde teşhis edildiğinde tedavi başarısı %80-90’lara ulaşıyor.

“Erken yakalandığında, baş ve boyun kanserinin prognozu iyidir ve tedavi edilebilir” diyen Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi, Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti Genel Sekreteri ve Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Kurucusu  Prof. Şefik Hoşal, “COVID-19’un insanların doktora daha az başvurmalarına neden olduğunu gösteren sonuçlar kaygı vericidir ve zaten yakalanması gerekenden daha geç yakalanan bu hastalık için yeni bir sorun eklemiştir. İnsanların, özellikle de risk altında olan 40 yaş üstü erkeklerin ‘3’e 1’ kuralına uymaları ve ne zaman bir doktora başvuracaklarını bilmeleri çok önemlidir” diyor.

Baş ve boyun kanseri anketinden çıkan sonuçlar kaygı verici
Prof. Dr. Şefik Hoşal

Baş ve boyun kanserinde ‘3’e 1’ kuralı 

Baş ve boyun kanseri alanında Avrupa’da öncü uzmanlar tarafından geliştirilen Make Sense kampanyasının ‘3’e 1’ kuralı: baş ve boyun kanseri belirtilerinden herhangi biri üç hafta veya daha uzun süre mevcutsa bir doktora başvurulması gerektiğini ifade ediyor. Hastalığın belirtileri ise: boyunda bir şişlik, yutma sırasında ağrı, yutma güçlüğü, sürekli ses kısıklığı, ağızda beyaz/kırmızı yaralar, sık burun kanaması, boğaz, yüz, çene veya kulakta ağrı ve sürekli burun tıkanıklığı olarak tanımlanıyor.

Farkındalık çalışmaları sürdürülmeli

Hastalığın farkındalık düzeyinde on yıl öncesine göre artış gözlense de, Türkiye anket verileri, baş ve boyun kanseri farkındalık çalışmalarının sürdürülmesinin önemli bir gereksinim olduğunu ortaya koyuyor. 5 ülkede online olarak gerçekleştirilen ağırlıklandırılmış anket sonuçları, söz konusu ülkelerdeki 18 yaş üstü erişkin vatandaşları temsil ediyor.

Türkiye’de anketi yanıtlayanların %70’i hastalığın belirtilerinden emin olmadıklarını ve %36’sı baş ve boyun kanserini hiç duymadıklarını kabul ederken, olası belirtiler listesini yanıtlayanların %62’si boyundaki şişliği bir belirti olarak tanımlıyor. Öte yandan katılımcıların sadece %18’i sürekli burun tıkanıklığını baş ve boyun kanserinin olası bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Türkiye’de sigaraya bağlı en sık karşılaşılan gırtlak kanserinde hastaların ancak %39’u ses kısıklığının gırtlak kanseri ile ilişkili olabileceğini düşünüyor.

Erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek

Anket, baş ve boyun kanserleri gelişimindeki yüksek risk etkenlerinin de çok az bilindiğini ortaya koyuyor. Baş ve boyun kanserlerinin en önemli nedenleri olmalarına karşın, sigara ve alkol kullanımı görece az oranda risk faktörü olarak tanımlanıyor [sigara (%66), alkol (%44)]. Öte yandan risk faktörleri arasında tanımlanan HPV ve baş boyun kanserleri arasındaki ilişkinin çok düşük oranda bilindiği göze çarpıyor. Gençlerde bu farkındalık daha yüksek olmakla birlikte, yanıtlayanların sadece %19’u HPV’yi (ciltten cilde temas ile geçen bir viral enfeksiyon olan insan papilloma virüsü) bir risk faktörü olarak tanımlıyor. Yanıt verenlerin sadece %9’u baş boyun kanserlerine yakalanmakta cinsiyetin bir etkisi olduğunu belirtirken; uzmanlar erkeklerde baş ve boyun kanseri oranının kadınlardan iki-üç kat daha yüksek olduğunu kaydediyor.

Baş ve boyun kanseri anketinden çıkan sonuçlar kaygı verici
Baş ve boyun kanseri anketinden çıkan sonuçlar kaygı verici

Türkiye 3. Sırada

Araştırmada, ülkeler arası farkındalık oranlarına bakıldığında, Almanya %48’lik oranla son sırada yer alıyor. Almanya’yı %45’le Portekiz takip ederken, baş boyun kanserleri farkındalığında üçüncü en düşük ülke olarak %36’lık oranla Türkiye geliyor.

Avrupa Baş Boyun Kanserleri Cemiyeti (EHNS) tarafından yürütülen “Make Sense” kampanyası, 2013 yılından bu yana ülkemizde de her yıl çeşitli etkinliklerle gündeme geliyor. Kampanyanın temel amacı baş boyun kanserleri belirti ve bulguları hakkında bilgi vermek ve erken dönemde hastalığın tespit edilebilmesi için kişilerin doktora başvurmalarını sağlamak. Bu amaçla kampanya, ‘Baş ve boyun kanserinin farkında ol: geciktirme, bugün hekimine başvur’ sloganıyla kamuoyunu erken tanı ve tedavi için harekete geçmeye davet ediyor.

Bu yıl  21-25 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 8. Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası kapsamında Avrupa Baş ve Boyun Derneği’nin (EHNS) “Make Sense” kampanyasının bir parçası olarak Türkiye dahil Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz’de toplam 5700 kişiden fazla insana farkındalık anketi düzenlendi.

* Aksi belirtilmediği taktirde bütün veriler YouGov Plc.’den alınmıştır. Türkiye’deki örneklem sayısı 502 yetişkindir. Saha çalışması 16-23 Haziran 2020 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma dijital ortamda yapılmıştır. Veriler ağırlıklandırılmış olup 18 yaş üzeri tüm Türk yetişkin nüfusu temsil etmektedir.