FARKINDALIKNÖROBİLİMSAĞLIKTOPLUM SAĞLIĞI

Kaybedilen her saniye beyinde hasar bırakıyor!

Beyni hasar görmüş kişilerin davranışlarının değiştiğini belirten uzmanlar, aileden gelen genetik bağlantıların suça yatkınlık olasılığını artırdığına dikkat çekiyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, tek suçlunun genler olmadığına vurgu yapıyor ve toplum, kültür, aile, iyi eğitim ve desteğin suça yatkınlığı olanları bile tamamen suç işlemeyen bireyler haline çevirebildiğini söylüyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı şiddetin nörolojik kökenini değerlendirdi.
Beyne pıhtı gitmesi ve beyin damarlarının tıkanması olarak ifade edilen beyin embolisi, beyin dokusunun beslenmesini engelleyerek felce neden oluyor. Felçlere ‘beyin atağı, beyin krizi’ denildiğini ifade eden uzmanlar, yeni geliştirilen tedavi yöntemleriyle sorunun giderilebildiğini fakat müdahalede ilk 4,5 saatin kritik olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, felç riskini artırdığı için sigara, nargile ve alkolden kesinlikle uzak durulmasını tavsiye ediyor.

Halk arasında felç olarak da bilinen inmeyi önlemek için yapılması gerekenler konusunda farkındalık oluşturmak ve inmeye dikkat çekmek amacıyla 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü olarak anılıyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Dünya İnme Önleme Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada inme ve inmeye yol açan beyin embolisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Beyin dokusundaki hasar felce yol açıyor

Beyin embolisini beyne pıhtı gitmesi ve beyin damarının tıkanması olarak ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Damarların iç duvarlarında veya kalpte oluşan yoğunlaşmış pıhtılar bir şekilde yerinden beyine gider. Giden pıhtının büyüklüğüne göre, pıhtı hangi damarda takılıp kalır ise damarın sonrasına kan akımı durur ve ilgili beyin dokusu beslenemediği için de hasar görür. Oluşan bu hasara da felç veya inme deriz” diye konuştu.

Müdahalede ilk 4,5 saat çok kritik

Prof. Dr. Sultan Tarlacı, ‘Felçlerin tedavisi bugün için, kalp krizlerinde olduğu gibi artık “acil”dir’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bundan dolayı artık inmeye, felçlere “beyin atağı, beyin krizi” deniyor. Yeni geliştirilen tedavi yöntemleriyle artık, beyin damar tıkanıklığına neden olan pıhtı çözülmeye çalışılmakta ve beyin damar tıkanıklığına bağlı gelişen beyine kan akımı azalması ve doku hasarı önlenmeye çalışılıyor. Bu yeni tedavi yöntemi, sadece ilk 4,5 saat içerisinde uygulanabiliyor. Dolayısıyla, artık felçli hastalar, kalp krizleri gibi acil servislere hızla ulaştırılmalı ve beyin görüntüleme teknikleriyle, damar tıkanıklığına mı beyin kanamasına mı bağlı felç olduğu ortaya konulmalı. Eğer damar tıkanıklığına bağlı felç ise ve hasta da ilk 4,5 saat içinde bu tedaviye uygun hale getirilebilmiş ise pıhtı çözücü tedavi uygulanabiliyor. Dolayısıyla bu pıhtı çözücü tedaviyle artık “zaman, beyindir” deyimi ortaya çıktı. Kaybedilen her saniye beyinde geri dönüşümsüz hasarlar bırakıyor.”

Temel neden damarların yaşlanması 

Beyin embolisinin olma nedenini ‘risk faktörlerinin bir ya da bir kaçının bir araya gelerek hareketli bir pıhtı oluşumuna imkan vermesi’ olarak ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bazı durumlarda açık bir risk faktörü tespit edilemezken, bazen de kalp mekanik kapağı veya kalpte bir delik bariz bir neden olarak hemen tespit edilebilir. Temel neden damarların yaşlanmasıdır. Damar yaşı insanın en önemli biyolojik yaş göstergesi. Yaşlanan damar sertleşir, damar içi pıhtılaşmalar, plak dediğimiz kolesterol, yağlar, pıhtılaştırıcı hücreler ve bazı pıhtılaşmayı sağlayan kimyasallar bir araya gelerek olmaması gereken bir plak dediğimiz damar içi kabartı ve birikim olur. Kenardan kan sürekli basınçla akarken de pıhtı-plak kopar ve beyine gider” dedi.

Sigara ve diyabet riski artırıyor

İnmenin belli risk faktörleri olduğuna değinen Prof. Dr. Tarlacı, “Mesela en sık izlenen beyin damar tıkanıklığı için risk faktörleri; sigara tüketimi, hipertansiyon, diyabet, kalpte atrial fibrilasyon denen ritim bozukluğu, kan yağlarının yüksekliği, yüksek alkol alımı, depresyon ve kilo yüksekliği olabiliyor. Dolayısıyla kişiye özel önlemler ve korunma yöntemlerine önem vermek gerekiyor. Bunların her birinin beyin damar tıkanıklığı üzerinde belli oranda risk yaratması söz konusu. Mesela sigara içiyorsanız içmeyene göre 2,5 kat fazla, diyabet var ise 1,6 kat daha fazla felç geçirme riskiniz vardır. Bu nedenle önlem risk faktörleri ile ilgilidir. Bireye göre riskleri analiz edip düzeltmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Fiziksel aktivite ve egzersizler felç riskini azaltıyor 

Fiziksel aktivite ve egzersizlerin doğrudan ve dolaylı etkileri ile inme riskini azalttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Sigara kesinlikle içilmemeli, kullanılmaması gereken ürünlere nargile de dahildir. Alkolün tüm çeşitleri inme riskini artırıyor. Ancak çok zorunluluk ve sosyal nedenler kullanımını gerektiriyor ise bir kadeh kırmızı şarap kullanılabilir” dedi ve inmeye dikkat çekti.

Deniz ürünleri tüketilmeli

Prof. Dr. Sultan Tarlacı, ‘Şeker hastaları kendi şekerlerinin kontrolünü olabildiğinde uygun aralıklara düşürmelidirler’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: “Şekerlerini tedavi etmeyi uzun vadeli damar sağlığına yatırım olarak düşünmeleri gerekir. Deniz ürünleri inme riskini azaltırlar, özellikle omega-3 içeren küçük balıklar tercih edilmeli. Fındık, fıstık ve çerezler de esansiyel yağları ve mineralleri ile damarlara iyi gelirler. Kişi şişman ise mutlaka normal aralığa kilosunu indirmek için çabalamalı. Kolesterol evet risk faktörüdür ancak sigara içmek gibi bir risk faktörüdür. Çok yüksek değerler var ise ve birinci derece akrabalarda erken yaşta felç veya kalp krizi var ise, doktor önermiş ise ilaç kullanmaktan kaçınmamalıdırlar. Tüm riskler uygun şekilde azaltılmalıdır.  Nihayetinde kalbe iyi gelen her besin beyne de iyi gelir. Kişi ancak damar gençliği kadar gençtir.”

Yorum yaz