FİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLER

Hastaların yenilikçi tedavilere erişimi, BMS Türkiye olarak öncelikli hedefimiz!

Fikir Liderleri Dergisi Eylül sayısı yayımlandı ve dağıtımda. Eylül sayısının sektörel ana dosya konularından “Ruhsatlandırma, pazara erişim ve kamu ilişkileri” okurundan büyük ilgi görüyor. Sektörel bir dergi olduğu için uyum kuralları gereği sadece ilaç endüstrisi yöneticisi ve hekimlere ulaşan Fikir Liderleri Dergisi’nin bilimsel konularının dışındaki sektörel konularını çok sayıda okuyucu merak ediyor. Bu nedenle, BMS Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Nilüfer Umur ile gerçekleştirilen röportajı sitemize taşıdık.
“Ürünlerimizin, ihtiyacı olanlara hızlı ve sürdürülebilir şekilde ulaşmasını sağlamaya odaklanıyoruz. Bir yandan ürün portföyümüzün mümkün olduğunca kişiye fayda sağladığından emin olurken diğer yandan tedavilerimizin hastalara ulaşma sürecinin eksiksiz ve en iyi şekilde yürütülebilmesi adına ilgili tüm paydaşlarımızla ilişkilerimizi hassasiyetle yönetiyoruz.”

Fikir Liderleri Dergisi Eylül sayısı yayımlandı ve dağıtımda. Eylül sayısının sektörel ana dosya konularından “Ruhsatlandırma, pazara erişim ve kamu ilişkileri” okurundan büyük ilgi görüyor. Sektörel bir dergi olduğu için uyum kuralları gereği sadece ilaç endüstrisi yöneticisi ve hekimlere ulaşan Fikir Liderleri Dergisi’nin bilimsel konularının dışındaki sektörel konularını çok sayıda okuyucu merak ediyor. Bu nedenle, BMS Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Nilüfer Umur ile gerçekleştirilen röportajı sitemize taşıdık.

F. L: Sizi tanıyabilir miyiz? Profesyonel kariyerinizden bahseder misiniz?
N. Umur: 1998 yılı Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve 2010 yılı Koç Üniversitesi işletme yüksek lisansı mezunuyum. Lisans eğitimimi tamamlamamın ardından 24 yıldır ilaç sektöründe sürdürdüğüm kariyerime, 2018 yılı itibarıyla BMS Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü ve ülke yönetim ekibi üyesi olarak devam ediyorum.

Direktörlüğünüzün amacını, organizasyon yapısını ve faaliyet alanlarını anlatır mısınız? BMS Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörlüğümüzün sorumluluğunda pazara erişim ile kurumsal ilişkiler gibi iki önemli fonksiyonun ve kurumsal iletişim çalışmalarının yürütülmesi yer alıyor. Dolayısıyla şirketimizdeki tüm birimlerle yakın temas halinde çalışıyoruz. Ana odağımız olarak; ürünlerimizin, ihtiyacı olanlara hızlı ve sürdürülebilir şekilde ulaşmasını sağlamaya odaklanıyoruz. Bir yandan ürün portföyümüzün mümkün olduğunca kişiye fayda sağladığından emin olurken diğer yandan tedavilerimizin hastalara ulaşma sürecinin eksiksiz ve en iyi şekilde yürütülebilmesi adına ilgili tüm paydaşlarımızla ilişkilerimizi hassasiyetle yönetiyoruz. Tüm bunların yanında, pazara erişimin yalnızca süreçlerin işleyişine odaklanmadığını söyleyebilirim. Portföyümüzde bulunan ürünlerin sağladığı değerin sistematik bir yaklaşımla mevzuata uygun biçimde derlenmesi, yayınlanması ve iletişiminin yapılması gibi kapsayıcı bir nitelik de taşıyor.

Diğer taraftan, BMS Türkiye olarak öncelikli hedefimiz Türkiye’de karşılanmamış ihtiyacın olduğu alanlardaki endikasyonlara öncelik vererek hastaların yenilikçi tedavilere erişimini sağlayabilmek. Şirketimizin bu hedefe ulaşma çabasında direktörlüğümüz çok büyük bir rol üstleniyor.

Pazara erişim süreçleri ilaç şirketleri için neden değer taşıyor? Genel olarak baktığımızda, yeni keşfedilen ilaçların hastalara ulaştırılması süreci hassasiyetle yürütülen birçok aşamadan oluşuyor. İlaçların uluslararası otoriteler tarafından birçok parametrede uygunluk alması sonrasında pazara erişim süreçleri başlıyor. Türkiye’de ürünlerin fiyatlandırılması ve geri ödeme kapsamına alınması pazara erişim süreçlerinin temel parçaları olarak öne çıkarken; bu kısımları ürünlerin ruhsatlandırılması ve ilaca erişimde sürdürülebilirliğin korunması tamamlıyor.

Pazara erişim, hastaların tedavilere hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde erişebilmeleri için oldukça kritik bir süreç. Pazara erişim departmanında çalışan ekipler, hız ve sürdürülebilirliğin yanında; hastaların ilaçlara doğru fiyatlarla ulaşabilmeleri için çalışmalarını büyük bir özveri ile sürdürüyorlar. Bu gibi nedenlerden dolayı pazara erişim departmanı ilaç şirketleri için büyük değer taşıyor.

İlaçların pazara erişim süreçleri açısından ülkemizdeki durumu dünya ile nasıl kıyaslarsınız? Türkiye’de sağlık sisteminin başarılı şekilde yürümesinin en önemli nedenlerinden biri sağlık sigortacılığının güçlü olması. Toplumun sağlığı, genel sağlık sigortası kapsamında devlet güvencesi altında tutuluyor ve ülkemizin sağlık alanında bu kapsayıcılığı toplum için çok büyük bir değer taşıyor. İlaç sektörü açısından bakıldığında ise ürünlerin devletin güvencesi altına alınması oldukça kritik bir konu. Diğer taraftan, pazara erişim süreçlerinde inovatif olma ve tüm bu süreçlerin sürdürülebilir kılınması her geçen gün daha büyük önem kazanıyor. Tüm dünyada yenilikçi ürünlerin pazara hızlı sunulmasının kamu kurumlarının özel sektörle iş birliği içerisinde olmasıyla ve bu koordinasyonun etkin bir şekilde sürdürülmesiyle sağlandığını görüyoruz. Ülkemizde de toplum sağlığı adına bu iş birliğinin güçlendirilmesinin ve ortak çözümler üretebilecek yeni zeminlerin yaratılmasının önemli olduğuna inanıyorum.

Pazara erişim süreçlerinin gelecekte nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz? İlaca olan talebin tüm dünyada artarak devam edeceğini biliyoruz. Buna ek olarak, COVID-19 pandemisinin ilk iki yılında ihtiyaç anında ilaca ulaşabilmenin toplumlar için ne kadar önem taşıdığını birlikte gözlemledik. Özellikli ve nadir hastalıklarla mücadele edenler başta olmak üzere, hastaların tedaviye erişememesi veya süregelen tedavilerinin aksaması durumunda yaşam kaybına varabilen önemli sorunlar ortaya çıkabiliyor. Dünya genelinde sağlık otoriteleri ilaca erişim süreçlerini aksatabilecek olası sorunlara yönelik adımlar atmaya önem veriyor. Önümüzdeki dönemde gerek küresel gerek ulusal ölçekte sektör temsilcilerinin ve kamu otoritelerinin daha koordineli biçimde ilaca erişimin yaygınlaştırılması ve kolaylaştırılması adına yenilikçi çözümler geliştireceğine inanıyorum.

Diğer taraftan, tüm dünyada gerçek yaşam verisine dayanan yenilikçi modeller ile sağlık teknolojilerinin değerlendirilmesi her geçen gün daha da önem kazanıyor. Gerçek yaşam verileri epidemiyolojiyi, gerçek hayattaki kullanımı, etkinliği ve güvenliği ortaya koyarak yalnızca Ar-Ge ve inovasyon süreçlerine değil; pazara erişim süreçlerine de yön verir bir konuma sahip oldu. Başta Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Sosyal Güvenlik Kurumu olmak üzere, ilgili kamu kurumlarının vizyonları ve çalışmaları sayesinde ilerleyen dönemlerde bu yöndeki faaliyetlerin ülkemizde daha da hız kazanacağını düşünüyorum.

Yorum yaz