FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİMERKEZİ SİNİR SİSTEMİÖNE ÇIKANLARPSİKİYATRİPSİKOLOJİRUH SAĞLIĞI ve HASTALIKLARISOSYAL SORUMLULUK

Depresyon ve özel bir sosyal sorumluluk projesi “Hayata Varım”

Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısına konuk olan Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu ile depresyonu ve Viatris ile Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği'nin ortaklaşa sürdürdüğü "Hayata Varım" sosyal sorumluluk projesini konuştuk. 
Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısına konuk olan Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu ile depresyonu ve Viatris ile Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği’nin ortaklaşa sürdürdüğü “Hayata Varım” sosyal sorumluluk projesini konuştuk. 

 

“PİBAD olarak katkı sağladığımız “Hayata Varım” projesi; bireylerin ruh sağlığı hizmetlerine erişimini zorlaştıran, hatta engelleyen önemli bariyerleri, özellikle de toplumsal damgalamayı ortadan kaldırmayı hedefleyen güçlü bir farkındalık girişimidir.”

 

Sosyal Sorumluluk
Depresyon

 

Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu
Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği Başkanı


“HAYATA VARIM” PROJESİ, VIATRIS İLE PSİKİYATRİ BİLİMLERİ VE ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ’NİN ORTAKLAŞA SÜRDÜRDÜĞÜ VE DEPRESYONUN TOPLUMSAL FARKINDALIĞINI KAZANDIRIP GECİKMEDEN TEDAVİYE YÖNELİNMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ BİR PROJEDİR. YEŞİL BİR ŞEMSİYE SEMBOL OLARAK ALINMIŞTIR VE “DÜŞÜNEN ADAM” HEYKELİNİN BİR MODELİNİN, ŞEHRİN FARKLI NOKTALARINDA SERGİLENMESİ İLE DEPRESYON İÇİN BİLİNÇLİ FARKINDALIĞIN ARTTIRILMASI HEDEFLENMİŞTİR.

Depresyonu bilimsel olarak nasıl tanımlarsınız? Günümüzde depresyonun bu kadar yaygın hale gelmesinin nedenleri sizce nelerdir?

Depresyon bir ruh sağlığı hastalığıdır. Kişinin en az iki hafta süreyle günün büyük bir bölümünde sürekli üzgün bir ruh halinde olması ve keyif aldığı işlere karşı duyduğu ilginin azalmasıyla kendisini gösterir.(2) Depresif duygudurumu ve ilgi veya zevk kaybı belirtilerinden bir tanesinin mutlaka olması gerekir. Ayrıca kilo veya iştah değişikliği, uyku sorunları, ajitasyon veya retardasyon, yorgunluk veya enerji kaybı, değersizlik veya aşırı suçluluk, düşünme veya konsantrasyon düşüklüğü ve en son olarak ölüm düşünceleri belirtilerinden toplam en az 5 tanesinin bulunması gerekir. Bu belirtilerin bireyin sosyal veya mesleki işlevselliğini bozuyor olması gerekir.(2) Tek uçlu (unipolar depresyon, majör depresyon) ve iki uçlu (bipolar depresyon, manik depresif depresyon) olmak üzere tedavisi farklılık gösteren temelde iki farklı alt çeşidi vardır.(3) Depresyonun yaygınlığı, öncelikle farkındalığın artması ve doğallıktan giderek uzaklaşan yaşam biçimi değişikleri ile ilgilidir. Yaşam biçimi değişikliklerinde, biyoritm, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve sosyal yalnızlık gibi değişikliklerden bahsedebiliriz.

Genetik yatkınlık depresyon için ne kadar belirleyici ve çevresel faktörlerin depresyon üzerindeki etkileri nelerdir?

Birinci derece akrabalarında depresyon öyküsü olan kişilerde risk artar.(1) Tek yumurta ikizlerinde depresyon eş görülme oranı (konkordans) çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Majör depresyon için kalıtılabilirlik (heritabilite) oranı tahminen %35-40 civarındadır.(2) Yakın ilişkilerde çatışmalar yaşayanlarda depresyon riski artar. Aile için, evlilik ve boşanma gibi ayrılıklar etkiler. İşsizlik, maddi sıkıntılar, yakın kayıpları ve yer değişikleri depresyona yatkınlığı arttırır. Çocukluk çağı travmaları ve sosyoekonomik zorluklar da depresyon üzerine etkilidir. Olumlu sosyal bağlar depresyona karşı koruyucudur ve tampon etkisi yapar.

Depresyonun insan ömrü üzerindeki etkileri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

2024 yılında Türk Psikiyatri Dergisi’nde yayımlanan bir epidemiyolojik çalışmanın verilerine göre depresyon en sık 15-44 yaşları arasında görülür4 ve bu yaşlar, insan hayatının en verimli olması gereken dönemdir. Fiziksel hastalıkların öncesinde ve esnasında depresyon, olumsuz etkiler yaratır. Depresyondaki kişilerin tedavi sürecine uyumları daha düşük olur. Uzun süreli veya sık depresyon geçiren kişilerin ömrü normal popülasyona göre maalesef daha kısadır.(5)

Kadınlar ve erkekler arasında depresyon görülme sıklığı açısından farklar var mıdır?

İki uçlu depresyonlar (bipolar depresyon, manik-depresif bozukluk) kadın ve erkeklerde eşit oranda görülürler.(6) Tek uçlu depresyonlar (unipolar depresyon, majör depresyon) ise kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.(4)

Anne ve anne adaylarında depresyonun seyri hakkında neler söylersiniz?

Gebelikte depresyon, normal popülasyonda görülen %10 oranının bir miktar üzerindedir.(7) Daha önce geçirilmiş depresyon, istenmeyen gebelik, yakın ilişkilerde sorunlar, sosyal destek eksikliği, yoksulluk, aşırı kaygı ve stres, şiddet ve istismarın varlığı ve hormonal değişikler gebelikte depresyon için risk faktörleridir.(8)

Lohusalık bir kadının ruhsal olarak en kırılgan olduğu dönemdir. Gebelikte depresyon %15 oranında görülür.(6) Lohusalık hüznü, hafif duygusal dalgalanmalarla seyreden, gebelikten sonra ilk ayda görülen ve doğal bir durum iken gebelik depresyonlarında klasik depresyon belirtilerinin yanı sıra değersizlik, “iyi bir anne değilim” gibi suçluluk düşünceleri, bebeğe karşı ilgisizlik veya aşırı kaygı görülebilir. Ağır olgularda intihar düşünceleri veya bebeğe zarar verme düşünceleri ortaya çıkabilir ve ciddiyetle tedavi edilmelidir.

Bu konuda çok yakında gerçekleştirilen “Hayata Varım” projesinde Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği (PİBAD) olarak yer aldınız. Bu projeyi etraflıca anlatır mısınız?

“Hayata Varım” projesi, Viatris’in koşulsuz katkıları ve Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği’nin iş birliğiyle sürdürülen, depresyon konusunda toplumsal farkındalık kazandırıp gecikmeden tedaviye yönelinmesini amaçlayan bir projedir. Projenin sembolü olarak yeşil bir şemsiye ve “Düşünen Adam” heykelinin bir replikası kullanılarak, şehrin farklı noktalarında sergilenmesi ile depresyon konusunda farkındalığın artırılması hedeflenmektedir.

PİBAD olarak katkı sağladığımız “Hayata Varım” projesi, 4 Kasım 2024’te hayata geçirildi. Proje; bireylerin ruh sağlığı hizmetlerine erişimini zorlaştıran, hatta engelleyen önemli bariyerleri, özellikle de toplumsal damgalamayı ortadan kaldırmayı hedefleyen güçlü bir farkındalık girişimidir. Ruh sağlığına gereken önemin verildiği bir toplumun oluşturulması ve bireylerin profesyonel destek arama konusunda cesaretlendirilmesi projenin temel amacıdır.

Depresyonla mücadele eden bireylere ne söylemek istersiniz?

Depresyon başarı ile tedavi edilebilen ruh sağlığı hastalığıdır. Hafif formlarında sadece psikoterapi faydalı olabilirken işlevselliğin de bozulduğu orta ve şiddetli formlarında ilaç tedavisi etkili olmakta, duruma göre psikoterapi tedaviye eklenmektedir.

Tedavi mutlaka psikiyatri hekiminin kılavuzluğunda sürdürülmeli; belirtileri gidermek, işlevselliği düzeltmek ve nüksü engellemek gibi üç temel noktanın çözümünün ardından psikiyatri hekiminin önerisiyle tedavi sonlandırılmalıdır. Tedavi asla yarıda bırakılmamalıdır.

Eklemek istedikleriniz?

Depresyon hiçbir bireyden kesinlikle uzak olamayan, bizi ve yakınlarımızı etkileyebilecek bir ruh sağlığı hastalığıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm fiziksel hastalıkları da içeren liste içerisinde en fazla yeti yitimine yol açan hastalıktır.(9) En kısa zamanda başvuru, hekim kılavuzluğunda tedaviye uyum ve tedaviyi hekimin öngördüğü biçimde sonlandırmak çok önemlidir. Kendimize, çevremize ve geleceğe dair karamsar düşüncelerle kendini gösteren depresyon; bireyin zihinsel kaynaklarını gölgeleyen bu olumsuz inançlara rağmen, sistematik bir yaklaşımla ve profesyonel destekle başarıyla tedavi edilebilen bir ruh sağlığı durumudur.

Daha fazla bilgi edinmek için: 👉🏻https://www.hayatavarim.com/


Kaynaklar:

1. W 1 American Psychiatric Association. (2010). Practice guideline for the treatment of patients with major depressive disorder (3rd ed.). American Psychiatric Publishing. 2. Çelik FH & Hocaoğlu Ç: ‘Major Depresif Bozukluk’ Tanımı, Etyolojisi ve Epidemiyolojisi: Bir Gözden Geçirme. Journal Of Contemporary Medicine 2016;6(1): 51-66 3. Cuellar AK et al.: Distinctions between bipolar and unipolar depression. Clin Psychol Rev. 2005;25(3): 307–339. 4. Yıldız NE ve ark.: Türkiye’de Depresyonun Yaygınlığı ile İlişkili Faktörler: Nüfusa Dayalı Bir Çalışma. Türk Psikiyatri Dergisi 2024;35(3):167−177 5. Walker, E. R., McGee, R. E., & Druss, B. G. (2015). Mortality in mental disorders and global disease burden implications: A systematic review and meta-analysis. JAMA Psychiatry, 72(4), 334–341. https://doi.org/10.1001/jamapsychiatry.2014.2502 6. Sit D: Women and Bipolar Disorder Across the Life Span. J Am Med Womens Assoc. 2004;59(2): 91–100. 7. Zaman FK ve ark.: Gebelikte Depresyon ve Anksiyete. Konuralp Tıp Dergisi 2018;10(1):20-25 8. O’Connor, E., Rossom, R. C., Henninger, M., Groom, H. C., & Burda, B. U. (2016). Primary care screening for and treatment of depression in pregnant and postpartum women: Evidence report and systematic review for the US Preventive Services Task Force. JAMA, 315(4), 388–406. https://doi. org/10.1001/jama.2015.18948 9. Vos T, Lim SS, Abbafati C, et al. Global burden of 369 diseases and injuries in 204 countries and territories, 1990–2019: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2019. The Lancet, 17 October 2020; 396(10258): 1204–1222.

Comment here