Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısında “Klinik Araştırmalar” özel dosyasına konuk olan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ve AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ile AstraZeneca’nın bu alandaki çalışmalarını konuştuk.
“Türkiye’yi bu alanda yalnızca bir uygulama merkezi olarak değil; aynı zamanda sağlık çözümlerinin geliştirilmesinde aktif rol oynayan bir ülke konumuna taşımak için çalışmaya devam ediyoruz.”
Klinik Araştırmalar
AstraZeneca Türkiye
Ecz. Serkan Barış
AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı
Dr. Deniz Ertürk Erem
AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü
2020 YILINDAN BU YANA ÜLKEMİZDE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ 2 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDEKİ KLİNİK ARAŞTIRMA YATIRIMI, TÜRKİYE’YE VERDİĞİMİZ ÖNEMİN BİR GÖSTERGESİ. BU ARAŞTIRMALARIMIZ SAYESİNDE, ÜLKEMİZDEKİ HASTALAR GELİŞTİRİLEN YENİLİKÇİ TEDAVİLERE ERKEN ERİŞİM SAĞLARKEN ARAŞTIRMALARA EV SAHİPLİĞİ YAPAN MERKEZLERDEKİ SAĞLIK PROFESYONELLERİ DE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK BİLGİ BİRİKİMİNİ ARTIRMA FIRSATI ELDE EDİYOR.
AstraZeneca’nın klinik araştırma faaliyetleri içerisinde Türkiye’nin konumu hakkında neler söylersiniz?
ECZ. SERKAN BARIŞ: Türkiye’yi küresel klinik araştırma stratejimizde kritik bir ülke olarak konumlandırıyoruz. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı’nda da açıkça ifade edildiği üzere ülkemizin öncelikleri arasında yer alan, “sağlık bilimi ve teknolojileri alanında Ar-Ge çalışmaları yürütmek, desteklemek ve katma değer yaratabilecek ürünlerin teknolojik dönüşümünü sağlamak” hedefiyle tam bir uyum içinde çalışıyoruz. Özellikle son iki yıldır Türkiye’ye en fazla klinik çalışma getiren şirketlerden biri olduğumuzu da önemle vurgulamak isterim. 2020 yılından bu yana ülkemizde gerçekleştirdiğimiz 2 milyar TL’nin üzerindeki klinik araştırma yatırımı, Türkiye’ye verdiğimiz önemin bir göstergesi. Bu araştırmalarımız sayesinde, ülkemizdeki hastalar geliştirilen yenilikçi tedavilere erken erişim sağlarken araştırmalara ev sahipliği yapan merkezlerdeki sağlık profesyonelleri de bilimsel ve teknolojik bilgi birikimini artırma fırsatı elde ediyor. Böylelikle hem bireysel açıdan hasta fayda sağlarken hem de sistemsel açıdan ekosistemin gelişimini eş zamanlı desteklemiş oluyoruz. Tüm bu çalışmalarımız, Sağlık Bakanlığı’nın “kamu-özel sektör iş birliklerinin güçlendirilmesi” ve “sağlıkta inovasyon ekosisteminin geliştirilmesi” gibi politika öncelikleriyle örtüşen bir çerçevede ilerliyor.
Son beş yıl perspektifinden klinik faaliyet çalışmalarınıza ilişkin rakamsal veriler paylaşabilir misiniz? Bu rakamsal veriler ışığında ülkemizde klinik araştırmaların geleceği hakkındaki düşünceleriniz neler? Son beş yıllık döneme baktığımızda, Türkiye’de klinik araştırmalar alanında istikrarlı ve etkili bir büyüme kaydettiğimizi söyleyebiliriz. Araştırmalarımız onkoloji başta olmak üzere; kardiyovasküler, renal ve metabolik hastalıklar, solunum, aşı ve immün terapiler gibi geniş bir yelpazede devam ediyor. Ayrıca nadir hastalıklar alanında da önemli çalışmalar sürdürüyoruz. Bu araştırmalar yalnızca bilimsel veri üretimi açısından değil, aynı zamanda sağlık sistemine erişimin gelişmesi, bilgiye ulaşımın hızlanması ve yenilikçi tedavilerin daha erken sunulabilmesi açısından da büyük bir değer yaratıyor. Türkiye’yi bu alanda yalnızca bir uygulama merkezi olarak değil; aynı zamanda sağlık çözümlerinin geliştirilmesinde aktif rol oynayan bir ülke konumuna taşımak için çalışmaya devam ediyoruz. Hedefimiz, bu güçlü konumumuzu daha da ileriye taşıyarak Türkiye’yi bölgesel ölçekte bir klinik araştırma lideri haline getirmek.
Ülkemizde klinik çalışma faaliyetlerinizi hangi alanlarda ve hangi iş birlikleriyle yürütmektesiniz?
DR. DENİZ ERTÜRK EREM: Mayıs 2024 itibarıyla, Türkiye genelinde 90’ın üzerinde aktif klinik çalışmamız bulunuyor. Bu alandaki çalışmalarımızı yaklaşık 100 kişilik klinik araştırma ekibimiz ve 50 kişilik medikal kadromuz ile sürdürüyoruz. Türkiye’de yürüttüğümüz faz çalışmalarında; faz II aşamasında ilacın etkin doz sınırı, biyolojik aktivitesi ve güvenlilik profili araştırılıyor; faz III aşamasında ise tedavi etkinliği, yan etki profili ve fayda-risk dengesi gibi unsurlar değerlendiriliyor. Ayrıca faz I alanına da büyük önem veriyoruz ve bu aşamada şu anda 6 farklı çalışmamız aktif olarak devam ediyor. Genel olarak bakıldığında, Türkiye’de faz I, II ve III olmak üzere toplam 12 klinik araştırmamız yürütülüyor.
AstraZeneca Türkiye olarak klinik araştırmalarımızı, ülkemizin önde gelen sağlık kurumları ve uzmanlarıyla kurduğumuz güçlü iş birlikleriyle sürdürüyoruz. Bu süreçte üniversiteler, hastaneler, hekimler ve sağlık çalışanları gibi farklı paydaşlarla yakın temas içinde çalışıyoruz. Kısa süre önce, umut vadeden yeni tedavilere erişimi artırmak ve Türkiye’yi klinik araştırmalar alanında bölgesel bir lider konumuna taşımak amacıyla Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdik. Bu ortaklıkla birlikte hem yürüttüğümüz klinik çalışma sayısını artırmayı hem de daha fazla hastanın araştırmalara katılımını sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, hastane ekipleri ve saha koordinatörlerine yönelik eğitim programlarıyla nitelikli veri üretimini destekliyoruz. 2024 yılı itibarıyla, Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile kurduğumuz stratejik iş birlikleriyle klinik araştırma portföyümüzü daha da genişlettik. Böylece daha fazla hastaya yenilikçi tedavilere erken erişim imkânı sunabiliyoruz.
Klinik araştırmaların yenilikçi tedavilere hasta erişimi açısından önemini nasıl yorumlarsınız? Klinik araştırmalar, sağlık hizmetlerinde dönüşüm sağlayan en temel yapı taşlarından biri. Yeni bir ilacın geliştirilme sürecinde, ilacın etkililiği ve güvenliliği bu araştırmalar sayesinde bilimsel olarak test ediliyor. Bu süreç yalnızca bilimsel bir değerlendirme değil; aynı zamanda hastalar için yaşam süresini ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilecek kritik bir öneme sahip. Klinik araştırmalara katılan gönüllüler, tedavilere erken erişim sağlayarak hastalıklarını daha etkili bir şekilde yönetebiliyor.
Bu noktada özellikle onkoloji, kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıkları gibi küresel hastalık yükü yüksek alanlarda yapılan araştırmaların önemi daha da artıyor. Dünya genelinde yalnızca 2020 yılında yaklaşık 10 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti ve bu, her altı ölümden birini oluşturdu.1 Yine 2019 yılında kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiren kişi sayısının 18 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.2 Aynı dönemde, Türkiye’de gerçekleşen ölümlerin %12,9’u solunum yolu hastalıklarından kaynaklandı.3 Bu istatistikler, klinik araştırmaların yalnızca bilimsel ilerleme için değil, milyonlarca insanın yaşamı için ne denli hayati olduğunu ortaya koyuyor.
Klinik araştırma süreçlerinin tamamlanması zaman ve ciddi yatırım gerektirse de yenilikçi tedavilerin keşfi ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin artması açısından vazgeçilmez bir rol üstleniyor. Bu yatırımların artması, özellikle yatırım alan ülkelerde bilgiye ve tedaviye erişimin hızlanmasını mümkün kılıyor. Biz de AstraZeneca olarak bilimi işimizin merkezine koyuyor, Türkiye’deki paydaşlarımızla birlikte yürüttüğümüz çalışmalarla bu sürecin uygulanabilirliğini ve erişilebilirliğini destekliyoruz.
Ülkemizde klinik çalışma süreçleri nasıl daha iyi hale getirilebilir, bu konuda neler düşünüyorsunuz? Klinik araştırma süreçlerinin daha etkili ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için çok paydaşlı iş birliği yaklaşımının güçlendirilmesinin kritik olduğuna inanıyoruz. Özellikle süreçte yer alan tüm tarafların -kamu otoriteleri, akademik kurumlar ve özel sektör dahil- ortak bir anlayış ve güven ortamı içinde hareket etmesi, klinik araştırma ekosisteminin gelişimi açısından büyük önem taşıyor.
Aynı zamanda süreçlerin daha şeffaf, öngörülebilir ve hasta odaklı bir şekilde tasarlanması; araştırmaların kalitesini artırırken, katılımcıların deneyimini de olumlu yönde etkileyebilir. Onay sürelerinden veri yönetimine kadar pek çok alanda sağlanacak yapısal iyileştirme, ülkemizin bu alandaki uluslararası konumunu da güçlendirecektir. Diğer yandan hasta derneklerinin de bu konuda önemli bir rolü olduğunu söyleyebiliriz. Dernekler, özellikle hasta ve hasta yakınlarında farkındalık yaratmada ve hastaların ihtiyaçlarını göz önüne alarak bu konudaki politikaların güçlendirilmesinde önemli bir etkiye sahip.
Teknolojik dönüşümün bu süreçteki katkısı ise yadsınamaz. Yapay zekâ destekli sistemler ve dijital çözümler sayesinde; çalışması yapılacak doğru moleküllerin seçimi kolaylaşıyor, daha efektif protokoller tasarlanıyor, protokollere uyum artıyor ve araştırma sahasında verimlilik sağlanıyor. Bu dönüşümün önemli bir ayağını da AstraZeneca bünyesinde geçtiğimiz yıl kurduğumuz Evinova adlı dijital sağlık teknolojileri birimimiz oluşturuyor. Evinova, araştırma geliştirme süreçlerinin hızlandırılması, maliyetlerin düşürülmesi ve hasta deneyiminin iyileştirilmesi hedefiyle faaliyet gösteriyor. Yapay zekâ destekli uygulamalar sayesinde normalde yıllar sürecek analizler ve süreçler çok daha kısa sürede tamamlanabiliyor. Özellikle onkoloji ve kronik hastalıklar gibi kompleks alanlarda kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesinde Evinova önemli bir rol üstleniyor. Veriye ve bilime dayalı altyapısıyla Evinova; araştırmacılara, sahada görev alan klinik ekiplerine ve hastalara yönelik çözümler sunarak, klinik araştırmaların daha erişilebilir, etkili ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasına katkı sağlıyor.
AstraZeneca olarak, ülkemizdeki klinik araştırma ortamının gelişimini destekleyecek yapıcı süreçlerde yer almaya ve uluslararası iyi uygulamalarla uyumlu bir yapının oluşumuna katkı sunmaya gayret ediyoruz. ⭐️
Kaynaklar:
1. WHO. Cancer Fact Sheet – 3 February, 2022. Available at: https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/cancer. Accesses January 2023. 2. Dünya Sağlık Örgütü [İnternet]. Kardiyovasküler hastalıklar (CVDler) [ref. 24 Mart 2022]. Bulunduğu web sitesi: https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/cardiovascular-diseases-(cvds). 3. TÜİK, Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri 2019, https://tuikweb.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=33710
Comment here
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.