FARKINDALIKSAĞLIKTOPLUM SAĞLIĞI

Aedes sivrisineği paniği!

Aedes türü sivrisinekler, daha önceleri Asya ve Afrika'da yaygın olarak görülebilen sinek türleridir. Aedes sivrisinekleri, Zika virüsünü taşıyan ve bulaştırma riski yüksek olan sineklerdir. Dünya çapında araba lastiklerinin dolaşımının artmasıyla eş zamanlı olarak bu sivrisinek türü yayılmıştır. Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, Aedes sivrisineği ile ilgili: "Özellikle dere kenarlarına yakın bölgelerde daha sık rastlanan Aedes sivrisineğinin ana belirtilerini gözlemlediğimizde; Aedes sivrisineğinin, çocuklar üzerinde sokma işleminden sonra normal sivrisineğe oranla daha büyük ve yara formunda belirtiler bıraktığı sonucunu görmekteyiz. Sivrisinek ısırığından sonra ısırılan bölgelerin kaşınması sonrası kalan izleri incelediğimizde ise normal sivrisinek izlerine oranla daha derin ve büyük formda olduğu rastladığımız bulgular arasındadır" ifadelerini kullandı.
Aedes sivrisineği türü İstanbul çevresinde görülmeye başlandı. Zika virüsünün bulaşmasına neden olan ‘Aedes’ sivrisinekleriyle mücadele etme aşamasında ilaçlama faaliyetlerinin yeterli olmaması durumu tüm ülkenin gündeminde. Spesifik olarak dere kenarlarında görülme sıklığına sahip Aedes sivrisineklerine karşı ilaçlama yönteminin uzun vadede alınması gereken önlemler listesinde yeterli olmadığı ve başarılı olabilecek başka yöntemlerin de kullanılması gerektiği gözlenen bulgular arasındadır.

Aedes türü sivrisinekler, daha önceleri Asya ve Afrika’da yaygın olarak görülebilen sinek türleridir. Aedes sivrisinekleri, Zika virüsünü taşıyan ve bulaştırma riski yüksek olan sineklerdir. Dünya çapında araba lastiklerinin dolaşımının artmasıyla eş zamanlı olarak bu sivrisinek türü yayılmıştır. Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, Aedes sivrisineği ile ilgili: “Özellikle dere kenarlarına yakın bölgelerde daha sık rastlanan Aedes sivrisineğinin ana belirtilerini gözlemlediğimizde; Aedes sivrisineğinin, çocuklar üzerinde sokma işleminden sonra normal sivrisineğe oranla daha büyük ve yara formunda belirtiler bıraktığı sonucunu görmekteyiz. Sivrisinek ısırığından sonra ısırılan bölgelerin kaşınması sonrası kalan izleri incelediğimizde ise normal sivrisinek izlerine oranla daha derin ve büyük formda olduğu rastladığımız bulgular arasındadır” ifadelerini kullandı.

Aedes Sivrisinekleri Türkiye’de

Aedes türü sivrisinekler Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Artvin’den başlayarak Giresun sınırına kadar yerleşik bir popülasyona ev sahipliği yaptığı ve Batum’dan Kırım Yarımadası’na doğru yayılım gösterdiği belirlenmiştir. Aedes türü sivrisinekler virüs taşıma ve bulaş gösterme kapasitesi yüksek bir türdür. Prof. Dr. Ahmet Akçay: ‘Aedes sivrisinekleri yayılmacı bir türdür. Bu tür adaptasyon özelliği sayesinde artık yalnızca yaz aylarında değil; Mart ve Kasım ayları arasında da hayatta kalabilmekte ve hızlı gen aktarımı aracılığıyla soğuk aylarda da hayatta kalabilme yeteneğini geliştirebildiği saptanmıştır’ bilgisini verdi.

5-7 Yıl İçinde Orta Anadolu’yu Saracak!

Aedes albopictus türünün Türkiye’nin batısında İstanbul ve Trakya’dan, doğu tarafında ise Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Giresun’a kadar yayılım gösterdiği görülmektedir. Batı tarafta Kocaeli ve Giresun arasında yayılım göstermiş olup olan bu vektörün 5-7 yıl içerisinde Orta Anadolu bölgesine kadar yayılım gösterebileceği yapılan tahminler arasındadır. Tek seferde 200’den daha fazla yumurta bırakabilen Aedes sivrisinek türü, spesifik olarak ağaç kovuklarında, ağaç kök noktalarında oluşan su birikintilerinin içlerinde, atık lastiklerin iç kısımlarında ve longozlarda üremektedir.

İlaçlama Yöntemi Yeterli Değil

Yaz aylarında bunaltıcı sıcakların etkisiyle geceleri uyurken dahi camlar açık bırakılıyor. Geceleri daha sık görülebilen sivrisinekler için geceleri yapılan ilaçlamalar yeterli olamıyor. Aedes sivrisinek türünün gözlemlendiği yerlerde hava karardığı andan itibaren pencereler açılamıyor. Prof. Dr. Akçay, Aedes türü sivrisineklerin, iç ve dış mekanlarda, başlıca insanlar olmak üzere diğer canlılardan da gündüz saatlerinde kan emdiğini söyledi. Bu sivrisinek türünün tipik olarak kapalı yerlerde bekleyen ve gizlenen bir tür olup; en fazla 100 metrelik bir menzilde uçabildiğini açıklayan Prof. Dr. Akçay, Aedes türü sivrisinekleri yumurtalarını; bina çevrelerinde yer alan su depolarında, yağmur suyunu muhafaza edebilen araç lastiklerinin içlerinde, dekoratif havuzlarda, boş içecek ve yiyecek kaplarında, çatı katı veya saksı gibi yerlere bıraktığını açıkladı.

Aedes Isırığına Karşı Önlem

Aedes cinsi sivrisinekler, başlıca dış mekanlar olsa da hem iç hem dış alanlarda kan emen, saldırgan bir sivrisinek türüdür. Aeres türü sivrisinekler gündüz ve akşamüstü saatlerinde de aktiftir. Prof. Dr. Ahmet Akçay, Aedes sivrisinek ısırığının nasıl geçeceği konusunda spesifik bir bilgi bulunmadığını belirtmiştir. Ancak herhangi bir sivrisinek ısırığı için yapılan uygulamaların aynılarının uygulanabileceğinin altını çizdi ve ekledi: ‘Bunların dışında kökten çözüm odağından bakıldığında ilaçlama uzun vadeli ve net bir çözüm yolu değildir. Çok daha farklı çözüm yöntemlerinin birlikte kullanılması bizi esas sonuca götürür. İlk olarak bataklıkların kurutulması gerekir. Biyolojik yöntemlerin oluşması gerekiyor zira sivrisinek larvalarını yiyen balıklar hala var’ açıklamasında bulundu.

Yorum yaz