ÇEVRE BİLİNCİİŞ DÜNYASIÖNE ÇIKAN HABERLERSOSYAL SORUMLULUK

L’Oréal Türkiye’den sürdürülebilirlik yolunda bir ilk!

L'Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika” dönüşümünün yanı sıra SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ ile hayata geçirilen tüm kapsamlı uygulamalarını; Yekta Kopan’ın moderatörlüğünü üstlendiği, Güven İslamoğlu ve M. Serdar Kuzuloğlu’nun konuk konuşmacı olarak yer aldığı, Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen etkinlikte detaylarıyla paylaştı.
“Gelecek için L’Oréal” sürdürülebilirlik programı kapsamında, birbirinden yenilikçi ve iddialı birçok proje hayata geçiren L’Oréal Türkiye, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ” ile Çevre, İklim ve Toplumlar üzerinde olumlu etki yaratmaya devam ediyor. Ülkemizde yaşanan kuraklık tehdidine karşı somut ve güçlü bir adım daha atan L’Oréal Türkiye, İstanbul Üretim Tesisi’ni “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika”ya dönüştürüyor. Tüm dünyada yaşanan iklim değişikliklerine bağlı olarak su tasarrufu konusunda acil olarak harekete geçilmesinin önemini savunan L’Oréal Türkiye, 2,5 yıl süren ve 14 milyon TL yatırımla gerçekleştirilen bu dönüşümle İstanbul Üretim Tesisi’nde endüstriyel suyun %100’ünü geri dönüştürerek tekrar kullanacak. 

L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika” dönüşümünün yanı sıra SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ ile hayata geçirilen tüm kapsamlı uygulamalarını; Yekta Kopan’ın moderatörlüğünü üstlendiği, Güven İslamoğlu ve M. Serdar Kuzuloğlu’nun konuk konuşmacı olarak yer aldığı, Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen etkinlikte detaylarıyla paylaştı.

Dünyada ve Türkiye’de su tasarrufu konusunda acilen harekete geçilmesi gerektiğini savunan L’Oréal Türkiye, ülkemizin güzellik pazarında bir ilke daha imza atıyor ve İstanbul’daki üretim tesisini “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika”ya dönüştürüyor. Her yıl 51 milyon adet şampuan ve saç kremi üreten L’Oréal Türkiye İstanbul Tesisi, üretim aşamasındaki endüstriyel suyun %100’ünü, kapalı devre bir sistem içerisinde geri dönüştürerek yeniden kullanacak.

L’Oréal Türkiye, toplam 40 fabrikası bulunan L’Oréal Grup’un suyu geri dönüştüren su dostu fabrikaya dönüşümü tamamlanan 7. ülkesi oldu. Meksika, İspanya, Rusya, İtalya, Belçika, Çin ve son olarak Türkiye’den sonra L’Oréal Grup fabrikalarının %100’ü, 2030 yılına kadar suyu geri dönüştüren su dostu fabrika haline getirilecek.

L’Oréal Türkiye bu somut adım ile Türkiye’deki farklı sektörlere örnek teşkil etmeyi, su döngüsü çözümleri konusunda farkındalığın artmasına katkı sağlamayı ve diğer şirketlerin de kendi su dostu fabrikalarını kurmasının yolunun açılmasını hedefliyor. L’Oréal Türkiye, 2,5 yıl süren “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika”ya dönüşüm sürecindeki tüm tecrübelerini sürdürülebilir yatırımlar yapmak ve yenilikçi çözümler geliştirmek isteyen tüm şirketlerle paylaşmayı da taahhüt ediyor.

En iyi güzellik ürün ve servislerini sunarken aynı zamanda topluma ve çevreye pozitif katkı sağlamak istiyoruz

“Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak” vizyonunu gerçekleştirmek üzere var güçleriyle çalıştıklarının altını çizen L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, konu hakkında şunları söyledi: “L’Oréal Türkiye olarak, yaptığımız çalışmalarla ‘Gelecek için L’Oréal’ global sürdürülebilirlik programımızın hedeflerine ulaşılmasına çok büyük katkı sağlıyoruz. Türkiye’de büyük bir özveriyle hayata geçirdiğimiz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİMİZ ile su tasarrufu başta olmak üzere mümkün olan her alanda projeler üretmeye devam ediyoruz. Bu yılın hemen başında, Türkiye’de güzellik sektöründe bir ilk olarak hayata geçireceğimiz suyu geri dönüştüren su dostu fabrikamızı sizlere tanıtmanın heyecanını yaşıyoruz. Türkiye’nin ve İstanbul’un geleceği için somut bir katkı niteliği taşıyan fabrikamızda, kullandığımız endüstriyel suyun tamamını tekrar kullanarak, ülkemizde karşı karşıya olduğumuz kuraklık tehdidine karşı her yıl 10 milyon litre su tasarrufu sağlayacağız. L’Oréal Türkiye olarak ‘Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak’ vizyonumuza bağlı kalarak tutkuyla çalışmaya, gezegenimiz, ülkemiz ve içinde bulunduğumuz toplum için her anlamda olumlu katkılar ortaya koymaya devam edeceğiz. Sürdürülebilirliğe öncülük etmeyi bizden sonraki nesillere sorumluluğumuz olarak görüyor, bunu da sürdürülebilirliği iş modelimizin ve stratejimizin odağına koyarak gerçekleştiriyoruz. İnanıyoruz ki hem tüketicilerimize hem iş ortaklarımıza düşen görevler, hepimize düşen sorumluluklar var. Hep söylediğimiz gibi gerçek bir fark yaratabilmenin tek şartı kolektif ve bütünsel bir şekilde, hep birlikte hareket etmek. Bu vesileyle bu değerli projede emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve tüm sektörler için teşvik edici, iyi bir örnek olmasını diliyorum.”

Güven İslamoğlu, konu hakkında şunları söyledi: “Dünya yaşayan bir organizma; nefes alıyor, veriyor. Biz de onunla beraber nefes alıp veriyoruz. Bütünün bir parçasıyız. Ancak bu bütün, bizim tüketim alışkanlıklarımızın nedeniyle risk altında. Dolayısıyla insanın bu dünyadaki varlığı da risk altında. Yaşamımızı sürdürebilmek için hala pek çok türün eline bakıyoruz. Bunun kıymetini bilelim… Çözüm var ama harekete geçmiyoruz. Son 7 yıl sıcaklık rekorları kırdık. Dünya için rekorun da bir sınırı var, o sınıra yaklaştık. Bu kriz ile mücadelenin en temel noktasını, tüm kaynakların verimli ve elverişli kullanımı oluşturuyor. Sürdürülebilirlik meselesi de bu noktada esas haline geliyor. Bu konuda taşın altına elini koyarak büyük bir sorumluluk üstlenen L’Oréal Türkiye’yi Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika ile yarattığı fark için yürekten tebrik ediyorum. Diğer sektör ve şirketler için de örnek olmasını diliyorum.”

M. Serdar Kuzuloğlu da; “Şeffaflık, sürdürebilirlik, farkındalık gibi birbirini besleyen kavramlar ile yaşıyoruz. Şeffaflığın kaçınılmaz sonucu farkındalık. Küresel ölçekteki en büyük çıktısı ise sürdürülebilirlik teması. Sürdürülemez bir dünya düzeni yarattık. Ancak yine de sürdürülebilirliği sanki alternatifi varmış gibi ele alıyoruz. Yaşadığımız acı tecrübelerle olmadığına ikna olduk. Bu düzenin sebebi kadar çözümünde de en belirleyici konu teknoloji. Bireysel teknoloji kullanımımız dahi muazzam enerji tüketen veri merkezlerinde dijital ayakizleri bırakıyor. Oysa aynı teknolojileri dönüştüren ve değiştiren bir unsur olarak da kullanmak mümkün. Tüketimin önceliklendirildiği bir düzenden bilinçli kullanıma mecbur kaldığımız bir düzene geçiyoruz. Bazı öncü firmalar dönüştürücü güç ve etkileriyle anahtar role sahip. Dönüşen bir fabrikanın 10 milyon litre; başka bir deyişle yaklaşık 53 bin İstanbullunun 1 günlük tüketimine eşdeğer su tasarrufu sağlayabileceğini, bir duş başlığının yüzde 69’a varan su tasarrufu yaptıracağını ya da bir ruju sürmeden de dudakta nasıl durduğunu görebildiğimizi bu sayede anladık. Teknoloji doğası gereği ölçülebilirliği mümkün kılıyor. Ortaya çıkan veri ise israfı ortaya çıkararak süreçlerimizi daha verimli kılabilmemiz için yol haritası sunuyor. L’Oréal Türkiye’nin bu uğurdaki başarılarının da ölçeklenerek çok daha büyük bir etkiye sebep olacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

 

Yorum yaz