FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİŞ DÜNYASIÖNE ÇIKAN HABERLERSOSYAL MEDYA

Yankı odalarının iki yüzü: “Kazananlar ve kaybedenler!”

Özgün içerik ve grafik tasarımının yanı sıra her sayısında ele aldığı konuları hem akademiden hem de endüstriden, alanının en etkin isimleriyle sayfalarına taşımasıyla ve konuları derinlemesine, çok yönlü ele almasıyla dikkat çeken Fikir Liderleri Dergisi, yeni sayısında Artı İletişim Yönetimi Yönetici Ortağı ve İletişim Danışmanı Esra Şengülen Ünsür'ün sosyal medya algoritmaları üzerine yazdığı değerlendirmeye yer verdi.

İlaç ve sağlık sektörü yayıncılığında önemli bir boşluğu dolduran ve bu alanda çok kısa bir sürede kendisine hatırı sayılır bir yer edinen Fikir Liderleri Dergisi’nin Ocak sayısı yayımlandı. Ana dosya konusu “Sağlık ve İlaç Sektörünün Geleceği” olan yeni sayıda, sağlık dışında önemli kurumların yöneticileri, global tüketici sağlığı, güzellik ve sağlık teknolojileri firmalarının üst düzey yöneticileri ve akademisyenlerin yanında Türkiye’de faaliyetleri olan ulusal ve global ilaç firmalarının üst düzey yöneticileri yer aldı.

Özgün içerik ve grafik tasarımının yanı sıra her sayısında ele aldığı konuları hem akademiden hem de endüstriden, alanının en etkin isimleriyle sayfalarına taşımasıyla ve konuları derinlemesine, çok yönlü ele almasıyla dikkat çeken Fikir Liderleri Dergisi, yeni sayısında Artı İletişim Yönetimi Yönetici Ortağı ve İletişim Danışmanı Esra Şengülen Ünsür’ün sosyal medya algoritmaları üzerine yazdığı değerlendirmeye yer verdi. Yazıyı siz değerli okurumuzla aynen paylaşıyoruz:

Yankı Odalarının İki Yüzü: Kazananlar ve Kaybedenler!

“Sosyal medya platformlarında algoritmalar ve yayılım süreci vesilesiyle oluşan yankı odalarının iki yüzü var.”

Doğru ayan beyan ortadayken yanlış bilgiye, hatta kocaman bir yalana inanan insanlara kızıyor musunuz? Kızmayın! Bu tamamen onların suçu değil.

Onlar sadece algoritmaların yarattığı “yankı odaları” ya da “filtre baloncuğunun” dışına çıkmayı başaramamış, milyonlarca dolarlık gelir elde etmek uğruna insanların sağlığıyla oynamaktan çekinmeyenlerin kurbanı olan talihsizler.

Doğaldır ki sosyal medya platformlarının algoritmaları, kullanıcıları tanımaya ve onların tercih edeceği içerikleri ve hatta reklamları karşılarına çıkarmaya odaklanıyor. Bu yönde kullandıkları algoritmalar da kullanıcıların “beğendiği”, izlediği, belirli bir süre baktığı vb içeriklerin benzerlerini yine kullanıcılara sunuyor. Örneğin eğer bir vesileyle sağlıklı gıda hassasiyetli bir içerikle etkileşime geçtiyseniz, size bir sonra sunulacak içerik GDO konusunda olabilir. Bir vesileyle aşı hassasiyetiyle ilgili bir içeriği uzun uzun incelediyseniz, kısa süre içinde aşı karşıtı bir grupla tanıştırılmanız olası. Algoritmalar ilgi alanınızı tanımlayıp sizi adeta bir “filtre baloncuğunun” içine hapsediyor. Benzer iddiaları savunan içeriklerle düzenli olarak karşılaştıkça da siz, söz konusu iddianın doğruluğuna neredeyse emin oluyorsunuz. Ne de olsa onlarca mecrada aynı savın paylaşıldığına tanıksınız.

Yazar Jim Rohn, “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” derken elbette algoritmaları kastetmemişti ama uyarlanabilir. En çok vakit geçirdiğiniz içeriklerin ortalama iddialarına inanmaya, tam inanmasanız bile gerçekliğine dair şüphelenmeye başlarsınız. Aşı endişesi ile başladığınız sosyal medya yolculuğunuz, iyi bir sosyal medya okuryazarı değilseniz, sizi düz dünyacılığa kadar “terfi ettirebilir.”

“Doğaldır ki sosyal medya platformlarının algoritmaları, kullanıcıları tanımaya ve onların tercih edeceği içerikleri ve hatta reklamları karşılarına çıkarmaya odaklanıyor.”

Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre sosyal medyada paylaşılan medikal bilgilerin %40’ı yanlış ve hatta bunların %20’si de sağlığı tehdit eden ifadeler içeriyor. Endişe verici değil mi? Üstelik buna “ifade özgürlüğü” diyenler bile var. Hiçbir blimsel dayanağı olmayan bu kadar çok yalan ve yanlış içeriği yayanlar, bu içeriklere itibar edenler kadar saf değil elbette.

Merkezi Washington’da bulunan Dijital Nefretle Mücadele Merkezi’nin (CDDH) pandemi üzerine yayımladığı rapora* göre, aşı karşıtlığı kazanç çarkının sadece sosyal medya dişlisi ABD sınırlarında yılda 1,1 milyar dolarlık gelir üretiyor. Aşı karşıtı içeriklerin tamamına yakınının kaynağı ise sadece 12 kişiydi! “Dezenformasyon Düzinesi” ismi verilen bu 12 kişinin en tanınanı, kazancın da hatırı sayılı bölümünü elde eden Dr. Joseph Mercola. Kendisini, 2012 yılında solaryum cihazlarının kanseri önlemedeki etkisi üzerine iddialar ortaya attıktan sonra binlerce dolarlık solaryum cihazları satışından hatırlıyoruz.

Bu 12 kişinin dışında da bu tarz içerikler sayesinde gelir elde eden binlerce sosyal medya hesabı sahibi var elbette. Herkese kendi ölçüsünde bir pay mutlaka düşüyor. Hatta geçtiğimiz yıl, Almanya’nın tanınmış gazeteci ve youtuber’larından Mirko Drotschmann’ın kendisine yapılan “yalan haber” teklifini ifşa etmesiyle öğrendik ki tek bir içerik için 2000 euro gibi bütçelerden söz ediliyor. Özetle birileri kazancına kazanç katmaya devam ediyor.

Bir de Oscar Wilde misali, “Dünyada hakkında konuşulmasından daha kötü tek bir şey vardır, o da hakkında hiç konuşulmamasıdır” diyen “influencerlar” var ki onların
bu işten doğrudan geliri yok. Onlar elde ettikleri etkileşimi, orta ve uzun vadede nakte çeviriyorlar. MIT’nin yürüttüğü bir araştırmaya göre yalan haberin, doğrulanmış bir içerikten en az 10 kat hızlı yayıldığı sosyal medya dünyasında; “bilime güvenin” yerine “bilim dünyasının bilinmeyen yüzü” başlığının daha çok etkileşim yaratacağını artık hepsi biliyor. İçerikleri hep bir sansasyon içeriyor.

Uzun sözün kısası, sosyal medya platformlarında algoritmalar ve yayılım süreci vesilesiyle oluşan yankı odalarının iki yüzü var. Birileri sizi içine hapsettiği baloncuklar sayesinde servetini katlarken, yalan ya da yanlış içeriklere kapılanlar bu oyunun kaybedeni oluyor. Bedeli çok ağır. Kimsenin de tazminatını ödeyeceği yok. Çare, algoritmaların düzenlenmesi ve teyid mekanizmalarının sosyal medya için daha da geliştirilmesinde gibi görünüyor. Sistem değişene kadar ise biz, doğru bilgiye ulaşmak için şüpheciliğe devam etmeliyiz.


* https://counterhate.com/research/pandemic-profiteers/


Fikir Liderleri Dergisinin tamamını okumak için; etik değerlerine, kanunlara ve uyum kurallarına sıkı sıkıya bağlı hareket eden Fikir Liderleri Dergisi’nin ücretsiz abonelik linkinden, önce kayıt olup sonra giriş yapabilir; aynı zamanda daha önce yayımlanmış tüm sayılarına da ulaşabilirsiniz.

Fikir Liderleri Dergisi 3 ayda bir yayımlanıyor ve tamamı sadece hekimler ile sağlık profesyonellerine ve bürokratlarına ücretsiz ulaştırılıyor.

Yorum yaz