AIFD, ilaç endüstrisinin geleceği için #ÇareBulanaDek çalışmaya devam ediyor!

HEDEFLER

Sektörümüzün de gelecek hedefleri arasında; ülkemizdeki hastaların, en yeni tedavilere gelişmiş ülkelerle eşzamanlı erişebilmeleri, başarılı bir sağlık inovasyon ekosistemi, iyi kurgulanmış ilaç finansman modelleri, karar alma mekanizmalarında hasta ve hekim derneklerinin rolünün artırılması ve sektördeki tüm paydaşlar arasında hasta odaklı bir yaklaşımla iş birliklerinin sayısının artırılması var. Toplum sağlığının geleceği için birlikte hareket etmek son derece elzemdir. Bu kapsamda toplumun sağlık düzeyini iyileştirmek ve ülkemiz ilaç sektörünün küresel rekabet gücünü artırmak üzere Ar-Ge, üretim ve dağıtım halka- larından oluşan değer zincirinin; ruhsatlandırma, fiyatlandırma, geri ödeme, fikri mülkiyet hakları gibi temel düzenleme alanlarında, gelişmiş pazarlarla uyumlu standartlarla bütünsel olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu alanlarda tüm paydaşlarımızla yaptığımız iş birliklerine devam edeceğiz.

AR-GE ve KLİNİK ARAŞTIRMALAR

Ar-Ge, tüm sektörlerde olduğundan da fazla bir şekilde ilaç sektörünün ve dolayısıyla toplum sağlığının geleceğini belirliyor. Bugün tüm dünyada ilaç şirketleri gelirlerinin ortalama yüzde 21,6’sını Ar-Ge yatırımlarına aktarıyor. 2021 yılında bu yatırımların 212 milyar dolar gibi bir düzeye ulaştığını biliyoruz. Ülkemizin, küresel ilaç değer zincirinin en önemli bileşeni olan ilaç Ar-Ge’sinin, yatırımlar bağlamında %60’nı oluşturan klinik araştırmalardan daha fazla pay alması, hem hastalarımızın yenilikçi tedavilere gelişmiş ülkelerle eşzamanlı erişmesine imkan vermesi, hem bilimsel anlamda kazanımlarımız, hem de ülke ekonomisine katkısı düşünüldüğünde çok anlamlı.

Ülkemizde ilaç Ar-Ge’sinin en önemli bir bileşeni olan klinik araştırmalara ilişkin olumlu gelişmelerin olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de klinik araştırma yatırımı 2021 yılında 2020’ye kıyasla iki katına çıktı ve bu sıçrayış ile Türkiye’nin güncel klinik araştırma sayısında kendi bölgesinde lider ülke konumuna yükseldi. Türkiye’de her geçen gün yeni bir Faz-1 Merkezi açılıyor olması da bu alandaki değerli gelişmelerden birisi. Geçmişte ağırlıklı olarak Faz-3 klinik araştırmaları alan ülkemizde Faz-1’lerin artmaya başlaması bu alanda yetkinliğin de artması anlamına geliyor. AIFD’de temsil edilen ve endüstri destekli klinik araştırmaların yüzde 90’ından fazlasını gerçekleştiren ilaç firmalarının yoğun çalışmaları ile gelişen bu beceriyle, Türkiye’de yenilikçi bir ilacı insanlığın kullanımına sunacak yetkinliğe ulaşmak mümkün olacak. Bu doğrultuda Türkiye olarak, küresel bir oyuncu olma yolunda ilerlediğimizi söyleyebilirim. Tabii ki sistemin bir bütün olarak desteklenmesi gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.

STARTUP

Son olarak, Ar-Ge faaliyetlerinin geleceğimizi şekillendirdiği gerçeğinden yola çıkarak bu konuda en önemli oyunculardan birinin de startup’lar olduğunu belirtmek istiyorum. ABD’nin ilaç otoritesi FDA tarafından 2016-2018 yılları arasında verilen 118 yeni ilaç ruhsatının yüzde 65’inin startup’lara ait olduğu düşündüğümüzde, yenilikçi ilaçların geleceği noktasında oynadıkları önemli rolü daha iyi anlayabiliyoruz. Bu doğrultuda, ülkemizde de Ar-Ge’yi desteklemek için startup ekosisteminin geliştirilmesinin öncelikli konulardan biri olduğuna inanıyoruz. Yaşam bilimleri alanında çalışan startup’lara destek sağlamak amacıyla kurgulanmış olan AIFD BIO Startup Programı’nın, inovasyonu destekleyici rolüne de bu noktada işaret edebilirim. Ülkemizde Ar-Ge faaliyetlerinin ileri taşınmasını, startup ekosisteminin desteklenmesi için daha fazla çalışmanın yapılmasını sektörün ve toplum sağlığının geleceği açısından kıymetli buluyorum.