Fikir Liderleri Dergisi’nin Mart sayısı “CEOPenceresinden” bölümünde Kurtsan Şirketler Grubu CEO’su Atakan Özdemir konuğumuz oldu. Özdemir, sorduğumuz sorulara verdiği samimi cevaplarla 70. yılında Kurtsan’ı; kuruluş öyküsünden hedeflerine, ArGe ve inovasyon yaklaşımından üretim tesislerine, tedavi çözümlerinden ülke ekonomisine katkılarına ve ihracattan dış pazarlar faaliyetlerine kadar etraflıca anlattı; ilaç endüstrisinin tüm paydaşlarına önemli mesajlar verdi.
“Ar-Ge yaklaşımımızın temelinde Türkiye’nin florasını anlayabilmek, doğayla uyum içerisinde, onu bilimle harmanlayarak bir şeyler çıkartabilmek var.”
CEO Penceresinden
Kurtsan
Atakan Özdemir
Kurtsan Şirketler Grubu, CEO
TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 109 TANE YERLİ FİRMA VAR. BU FİRMALARIN İÇERİSİNDE DE ONAYLANMIŞ AR-GE TESİSİ OLAN 42 TANESİNİN BELGESİ VAR; BİZ DE ONLARDAN BİR TANESİYİZ. AR-GE TESİSİMİZ BALIKESİR’DE; BU TESİSİ GEÇEN SENE ORGANİZASYONEL OLARAK BİR ADIM DAHA ÖTEYE GÖTÜRÜP AR-GE VE İNOVASYON GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE ÇEVİRDİK. BUNU ÇOK ÖNEMSİYORUM ÇÜNKÜ HER ŞEY ESASINDA İNOVASYON KÜLTÜRÜYLE BAŞLIYOR.
F. L: Sizi tanıyabilir miyiz; kariyerinizden bahseder misiniz?
ATAKAN ÖZDEMİR: Çalışma hayatım, lise son sınıfta TRT’de başladı. Önce TRT İzmir Radyosu’nda çalıştım, sonra TRT İzmir Televizyonu’na geçtim. Yeni Asır, İstanbul Star TV, Discovery Channel, bir dönem CNN Türk ile devam etti; 10 sene basın geçmişim var çalışma hayatımın başlarında.1998 yılında Loreal’de çalışmaya başladım, 2005 yılında Novartis’e geçtim; burada çeşitli pazarlama ve satış pozisyonlarını yönettikten sonra son 3 yıl Novartis aşılarının Türkiye ülke müdürü olarak görev yaptım. Ardından satış pazarlama direktörü olarak Actavis’e geçtim; Actavis, Allergan birleşmesi sonrası Allergan bünyesinde farklı ulusal ve bölgesel rollerde bulundum. 2015 Mayıs ayında da Danone’de çalışmaya başladım. Anne bebek beslenmesi tarafında başlayan Danone kariyerim, medikal beslenme ve erişkin beslenmesi alanlarında devam etti. 2022 Haziran’ında kurumsal hayata ara vermeye karar verdim. Bir sene tamamen kendi işlerime ve yapmak istediklerime yoğunlaştım. Sonra bir şekilde yollarımız Kurtsan ile kesişti ve buradaki hikaye beni çok heyecanlandırdı. Kurtsan’da yeni bir değişim yolculuğu içerisinde buldum kendimi. Eylül 2023’ten beri şirketler grubumuzun CEO’su olarak çalışıyorum.
Kurtsan İlaçları’nın kuruluş öyküsünü ve o günlerden bugüne yolculuğunu anlatır mısınız?
Kurtsan, Ecz. Meral Kurtsan ve Ecz. Niyazi Kurtsan tarafından 1955 Yılı’nda, Güneş Eczanesi’nin laboratuvarında kurulmuş. Niyazi Bey, Türkiye’nin girişimci jenerasyonunun önemli temsilcilerinden. Eczacıların kendi eczacılık girişimlerinin dışına çıkıp sanayinin oluşması ve gelişmesi için çok önemli işler yaptıkları, bence Türk ilaç sanayinin altın çağları…
Kurtsan kuruluş aşamasında öncelikle kişisel bakım ve pastil kategorilerine odaklanıyor. Dolayısıyla başlangıcımızda Otacı markamız var. Halen Türkiye’nin en önemli pastil üreticilerinden biriyiz. Başlangıcı itibarıyla Niyazi Bey inovasyona çok değer vermiş. Yıllar içerisinde yabancı firmalarla yatırım ortaklıkları yapılmış. Örneğin Alman Hartmann firmasıyla bir ortaklık yapılmış ve yapılan bu ortaklıkla ilk etapta medikal sarf malzemelerinin üretimi için Bandırma’daki medikal üretim fabrikamız kurulmuş. İlaç işine sonradan girmişiz, ruhsatlarımız daha sonra alınmış.
Sağlık sektörünün üç farklı alanında faaliyet gösteriyoruz. Kişisel bakım, kozmetik, takviye edici gıdalar ve pastillerin olduğu Otacı A.Ş, diğer tarafta medikal sarf malzemeleri ve medikal ölçümleme cihazlarını barındıran Kurtsan Medikal A.Ş, son olarak da Kurtsan İlaçları A.Ş. ile faaliyetlerimize devam ediyoruz.
İlaç tarafında dört ana tedavi alanında odaklı çalışıyoruz: Ortopedi-ftr, kbb, dermatoloji ve pediatri. Toplam 411 çalışma arkadaşımla birlikte faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu sene 70. yılımızı kutluyoruz.
ÜRÜNLERİMİZİN YÜZDE 97’Sİ TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR. İLAÇ HARİÇ TÜM ÜRÜNLERİMİZİ BANDIRMA’DA KENDİ EKİBİMİZLE ÜRETİYORUZ. İLAÇ ÜRETİMİNE GELİNCE, TÜRKİYE’DE ANLAŞMALI OLDUĞUMUZ, BİZİM İÇİN FASON İLAÇ ÜRETEN İŞ ORTAKLARIMIZ VAR. TAM ANLAMIYLA HOLİSTİK, 360 DERECE BİR OPERASYON VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİMİZ VAR. PERAKENDE YÖNETİMİMİZ BİZİM EN GÜÇLÜ KASLARIMIZDAN BİRİSİDİR. GEREK B2B GEREKSE B2C KANALLARDA İŞ YAPABİLME BİLGİSİNE SAHİBİZ.
Kurtsan’ın 70. kuruluş yıl dönümü kutlamalarınız nasıl başladı, neler planlıyorsunuz?
Sayıdan tam emin değilim ancak benim yaptığım araştırmalara göre ülkemizde elli seneyi aşmış ve üçüncü jenerasyonun hala işin içerisinde olduğu şirket sayısı çok fazla değil; benim bulabildiğim kadarıyla 150 civarında şirket var. Dolayısıyla üçüncü jenerasyonun yönetim kurulunda olduğu, profesyonel bağımsız yönetim kurulu üyeleri tarafından desteklenen ve yetmişinci senesini kutlayan bir şirket olarak Kurtsan, bu yönleriyle Türkiye’de çok nadir şirketlerden bir tanesi… Öncelikle bunu ifade etmek isterim.
Biz Cumhuriyet meşalesinin ışığında büyümüş bir şirketiz. Bu nedenle yetmişinci yıl kutlamalarımıza özel bir törenle Anıtkabir’den başladık. Önce Anıtkabir’de Ata’mızın mozolesine, çelengimizi koyduk, saygı duruşunda bulunduk ve anı defterine de yazımızı yazdık.
Bundan sonraki süreç içerisinde hem çalışanlarımızla hem paydaşlarımızla beraber yapacağımız bir seri etkinliklerimiz var. Öte yandan bu seneye özel olarak çalışmaya başladığımız klinik çalışmalı bir ürünümüzün patentini aldık. Bir takviye edici gıda ürünü bu ve Türkiye’de bir ilk. Bu, bir yenilik getirdiğimizi; yeni bir inovasyon, yeni bir buluş, yeni bir üretim teknolojisi getirebildiğimizi gösteriyor. Bunların sayısını artırmaya çalışacağız.
Üniversite sanayi iş birliklerimiz var. Bu sene oraya ayırdığımız yatırım kaynağımızı bir miktar daha yukarıya çıkartmak gibi bir niyetimiz var. Dış pazarlarda yapacağımız bir seri başkaca yatırımlar olacak. Bunlar da özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve yakın coğrafyamız üzerine yoğunlaşacak. Bizim private label dediğimiz kişiye özel fason üretim kapasitemizi arttırmamız gerektiğini düşünüyorum. Yetmişinci yılda bir de böyle bir iş kolu, bir iş alanı açmak gibi bir niyetimiz var. Bu sene biz açıkçası kendi kutlamalarımızı da bu ülkeden kazandıklarımızı yine bu ülkeye yatırarak ve istihdamı arttırarak yapmaya gayret edeceğiz. Yetmişinci yılımızı böyle kutlamayı daha doğru buluyoruz.
Kurtsan’ın Ar-Ge ve inovasyon yaklaşımı ve ülke ekonomisine katkıları hakkında neler söyleyeceksiniz?
Türkiye’de yaklaşık 109 tane yerli firma var. Bu firmaların içerisinde de onaylanmış Ar-Ge tesisi olan 42 tanesinin belgesi var; biz de onlardan bir tanesiyiz. Ar-Ge tesisimiz Balıkesir’de; bu tesisi geçen sene organizasyonel olarak bir adım daha öteye götürüp Ar-Ge ve inovasyon grup müdürlüğüne çevirdik. Bunu da çok önemsiyorum çünkü her şey esasında inovasyon kültürüyle başlıyor. Biz Ar-Ge’yi sadece kendi içimizde kendi Ar-Ge’mizle yapmak gibi görmüyoruz; üç aşamada görüyoruz.
Bir; yurt dışında bu işi bizim ilgilendiğimiz ürünü üreten, halihazırda onu üretmiş olan bir üretici bulabiliriz ve oradan bir teknoloji transferi yapmaya çalışabiliriz. İki; üniversite ve sanayi iş birlikleri, bu çok önemli. Üçüncü yaklaşımımız da bizim tabii ki kendi Ar-Ge’mizde, kendi kapasitemizle birtakım ürünler geliştirmek ve patent süreçlerini yönetmek. İnovasyonu da hem içeriden hem dışarıdan almaya çalışıyoruz. Ar-Ge yaklaşımımızın temelinde Türkiye’nin florasını anlayabilmek, doğayla uyum içerisinde, onu bilimle harmanlayarak bir şeyler çıkartabilmek var.
Şunu ifade etmek isterim ki; son iki üç senedir katıldığım bütün büyük toplantılarda hep beyin göçünden bahsediyoruz. Beyin göçü, beni de fevkalade üzen bir durum. Bizim bir şekilde gençleri burada tutmamız, burada tutabilmek için de onlara bu kapıyı açmamız gerekiyor. Ben özellikle Ar-Ge ve Kurtsan Bilim Eğitim Vakfı’mızla verdiğimiz eğitim katkısının bu anlamda da çok önemli olduğu kanaati içerisindeyim.
TRENDLERİN ORTAYA ÇIKMASI KONUSUNDA ÇOK FARKLI BİR YERE EVRİLECEĞİZ ÖNÜMÜZDEKİ ÜÇ BEŞ SENELİK DÖNEM İÇERİSİNDE. SON DÖNEMDE SIKLIKLA KONUŞULAN LONGEVITY KONSEPTİ İÇERİSİNDE PASTİLLERİN DE KENDİNE ÖZEL BİR YERİ OLACAK. BURALARDA HIZLI BÜYÜMELERİN OLACAĞINI BEKLİYORUM. DOLAYISIYLA BEN KENDİ ÜRÜN GAMIMIZ ADINA BAKTIĞIM ZAMAN DA ÇOK POTANSİYEL GÖRÜYORUM. KURTSAN GİBİ HOLİSTİK PORTFÖYE SAHİP VE FARKLI KASLARI GÜÇLÜ ŞİRKETLERİN BU ZOR DÖNEMİ GEÇTİKTEN SONRA PARLAYAN YILDIZ ŞİRKETLER ARASINDA YER ALACAĞINA İNANIYORUM.
Geldiğimiz noktada hangi alanlarda tedavi çözümleriniz mevcut ve ürünlerinizin ne kadarı ülkemizde üretiliyor? Üretim tesisleriniz hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz? Etken maddeden depoya, hatta rafa nasıl bir süreç işliyor, kalite yaklaşımınız nasıl?

İlaç tedavi alanındaki ürünlerimiz akut gruplardan oluşuyor. Genel ağrı kesiciler, akne ilaçları, pediatride özellikle dermatit ürünleri, kulak burun boğazda boğaz ve burun dekonjestanları, temizleyiciler. Medikalde aşağı yukarı sekiz ana kategoride 200 civarı ürünümüz var. Otacı tarafına geldiğimizde takviye edici gıdalar bir grubumuzu oluşturuyor, pastiller diğer grubumuzu oluşturuyor. Pastillerin bir kısmı takviye edici gıda kategorisinde; bir kısmı ise ilaç kategorisinde. İki tane ilaç sınıfında yer alan pastilimiz var; onlar da Bandırma’da üretiliyor. Bir de kozmetik ürünlerimiz var; bunların içerisinde de saç bakım, cilt bakım, şampuan, sabunlar, temizlik ürünleri mevcut. Önümüzdeki dönemde kozmetikte hem bir yenilenme sürecine gireceğiz hem de daha inovatif, daha yenilikçi, ürünleri portföyümüze katacağız. 70. Yılımızda yapacağımız en büyük yatırımlardan birisi de bu olacak.
Ürünlerimizin yüzde 97’si Türkiye’de üretiliyor. İlaç hariç tüm ürünlerimizi Bandırma’da kendi ekibimizle üretiyoruz. İlaç üretimine gelince, Türkiye’de anlaşmalı olduğumuz, bizim için fason ilaç üreten iş ortaklarımız var. Tam anlamıyla holistik, 360 derece bir operasyon ve tedarik zinciri yönetimimiz var. Perakende yönetimimiz bizim en güçlü kaslarımızdan birisidir. Gerek B2B gerekse B2C kanallarda iş yapabilme bilgisine sahibiz.
Kurtsan Türkiye’de bu bakış açısına sahip sağlık alanında çalışan bir iki firmadan bir tanesidir. Bir yönüyle tamamen ilaç, bir yönüyle tamamen hızlı tüketim ürünleri firmasıdır. Ben şirketimizi hızlı dönüşen sağlık ürünleri şirketi olarak tanımlıyorum.
Uluslararası pazarlarda ne gibi iş birlikleriniz var? Son 10 yılın ihracat rakamları sizin için ne ifade ediyor, etraflıca bahsedebilir misiniz?
Yaklaşık 30 değişik ülkeye ihracatımız var. Genelde ihracatta uzun vadeli ilişkiler kurmaya gayret ediyoruz. Tabii son on yıl dediğiniz zaman işler o kadar hızlı değişiyor ki… Bir kere işin içerisine e-ticaret girmiş vaziyette, bu e-ticaretin içerisinde on sene önce bu kadar etkisi olmayan, pek çok farklı kavram ve dinamik girmiş durumda. Pandemiyle beraber değişmiş olan bir ekonomik ortam var. Trendlerin ortaya çıkması konusunda da çok farklı bir yere evrileceğiz önümüzdeki üç beş senelik dönem içerisinde. Örneğin pastilleri ele alalım, bu alandaki trendlerin büyük bölümü Kuzey Amerika’dan gelecek. Hatta son dönemde sıklıkla konuşulan longevity konsepti içerisinde pastillerin de kendine özel bir yeri olacak. Buralarda hızlı büyümelerin olacağını bekliyorum.
Dolayısıyla ben kendi ürün gamımız adına baktığım zaman da çok potansiyel görüyorum. Kurtsan gibi holistik portföye sahip ve farklı kasları güçlü şirketlerin bu zor dönemi geçtikten sonra parlayan yıldız şirketler arasında yer alacağına inanıyorum.
FARKLI KANALLARDA ZOR BİR OPERASYON YÖNETİYORUZ AMA KRİZ ANLARINDA KANALLARDAN BİRİ İŞLEMEDİĞİNDE BİR BAŞKASIYLA YOLA DEVAM EDEBİLİYOR OLDUĞUMUZU GÖRDÜK. KURTSAN’I ŞÖYLE BİR ANALOJİYLE ANLTABİLİRİM. BİZ ON DÖRT TEKERLEĞİ OLAN BİR TIR GİBİYİZ. YÖNETMEK ZOR, MANEVRA KABİLİYETİ ÇOK KOLAY DEĞİL. DOLAYISIYLA BİZİM ÇOK İYİ ÖLÇÜP BİÇİP DOĞRU YOLDA GİTMEMİZ GEREKİYOR; ARA SOKAKLARA GİRERSEK ÇIKAMAYIZ. FAKAT BENİM TIRIMIN BİR DEĞİL İKİ TEKERLEĞİ DE PATLASA GERİ KALANLARIYLA YOLA DEVAM EDEBİLİRİM.
COVID-19 pandemisi Kurtsan’ı nasıl etkiledi; olumsuzlukların yanında elde edilen pozitif çıktılar hakkında neler paylaşmak istersiniz?
Farklı alanlarda iş yapıyor olmanın zorlukları ama aynı zamanda avantajları da var. COVID-19 pandemisi olduğu zaman en çok ihtiyaç duyduğumuz şey maske ve antiseptik solüsyonlardı. Kurtsan olarak biz Türkiye’nin en büyük üreticilerinden bir tanesiyiz. Dolayısıyla COVID-19 döneminde medikal iş birimimiz Türkiye’nin ihtiyacı olan maskeyi ve bu antiseptik solüsyonları üretebilmek için Roll markası adı altında büyük bir eforla çalıştı. Burada tabii şunu da söylemeden geçemeyeceğim; yıllarca pek çok finansal zorluğa rağmen hayatta kalmış ve yoluna devam eden üretim tesisinin olması bu tip kriz anlarında bütün ülke için çok büyük artı değer yaratıyor.
Farklı kanallarda zor bir operasyon yönetiyoruz ama kriz anlarında kanallardan biri işlemediğinde bir başkasıyla yola devam edebiliyor olduğumuzu gördük. Kurtsan’ı şöyle bir analojiyle anlatabilirim: Biz on dört tekerleği olan bir tır gibiyiz. Yönetmek zor, manevra kabiliyeti çok kolay değil. Dolayısıyla bizim çok iyi ölçüp biçip doğru yolda gitmemiz gerekiyor; ara sokaklara girersek çıkamayız. Fakat benim tırımın bir değil iki tekerleği de patlasa geri kalanlarıyla yola devam edebilirim.
Son 10 yıl perspektifinden şirketin tüm fonksiyonlarını mercek altına aldığımızda geldiğimiz noktada hedeflerinizin neresindesiniz?
Kurtsan’ın müthiş bir potansiyeli var ve bence, hani Amerikalıların bir lafı vardır; “Sıkletinin altında yumruk atıyor” diye, ben Kurtsan’ı biraz öyle görüyorum. Potansiyelimizi daha yukarıda değerlendirebileceğimiz fırsatlarımızın olduğu kanaati içerisindeyim. Bugün Türkiye’nin stratejik kalkınma planına baktığınız zaman, orada sağlık sektörüyle ilgili olarak yazanlar benim şirketimin elindeki imkanlar ve şirketteki şu an yeteneğe baktığımda ben önümüzdeki beş on senelik dönemin Kurtsan için çok parlak ve Kurtsan’ın çok katkıda bulunabileceği bir dönem olacağını düşünüyorum.
Son 10 senede Türkiye’de çok şey değişti. Tüm bunlara rağmen Kurtsan olarak yetmişinci yılımızı kutluyoruz, 70 sene önce kurulmuş bir firma olarak hala yolumuza devam ediyoruz. Bu, değerlerimizle, sağlam kültürümüzle, motivasyonumuzla oluyor. Siz ne kadar stratejik olursanız olun, eğer sağlam bir kültürünüz yoksa ve o değişimlere uygun davranmanızı sağlayabilecek bir iç motivasyonunuz yoksa, stratejiniz ne kadar iyi olursa olsun bu değişimlere bir şekilde cevap veremezsiniz. ⭐️

Röportaj ve fotoğraflar: Ahmet Örs
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.