FARKINDALIKSAĞLIKTOPLUM SAĞLIĞI

Diyabet riskini azaltmak, kanser riskini de azaltıyor!

Dünyada her yıl milyonlarca insanı etkileyen kanser, çoğu zaman erken tanı ile kontrol altına alınabilen bir hastalık. Erken tanı için yıllık doktor kontrolü dışında, kadınlar için mamografi, sigara içenler için akciğer tomografisi ve tüm bireyler için kolonoskopi gibi kalın bağırsak tetkiklerinin önemli olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kanser hastalığının tedavisinde özellikle son 10 yılda oldukça önemli başarılar elde edildi ve hastanın bağışıklık sistemine etki ederek çalışan ilaçlarla hastalığın uzun süreli kontrolü mümkün olabildi. Kanser tedavisinde başarılarımız önümüzdeki yıllarda daha da artacak ve pek çok kanser hastası, hatta metastaz yapmış, yani hastalığı vücudun diğer bölgelerine de yayılmış kanser hastaları bile, erken evre yakalanmış kanser hastaları gibi uzun süreli yaşam şansı elde edebilecek” açıklamasında bulundu.
Yeni yapılan araştırmalara göre kanser tanısı sonrası Tip 2 diyabet hastalarında uygulanan diyet kısıtlamaları hem meme kanseri oluşumunu hem de meme kanserine bağlı ölüm riskini azaltıyor. Meme kanseri tanısından sonra beslenme şeklinde değişiklik yapanlarda meme kanserine bağlı ölüm riskinin yüzde 20 azaldığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Araştırmaya göre diyet değişikliği tüm kanserlere bağlı ölüm riskini yüzde 31 oranında azaltıyor” açıklamasında bulundu.

Amerika Birleşik Devletleri’nin San Antonio şehrinde her yıl yapılan meme kanseri sempozyumunda sunulan bilimsel çalışmada önemli bilgiler verildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu çalışmada kanser hastalarına Tip 2 diyabet hastalarına uygulanan şeker kısıtlama diyetleri önerilmiş ve bu çalışma Harvard Tıp Fakültesi tarafından denetlenmiştir. Çünkü Tip 2 diyabet hem meme kanseri için bir risk faktörüdür, hem de meme kanseri sonrası Tip 2 diyabet gelişmesi ihtimali de yüksektir” dedi ve diyabetin kanser riskini artırdığına dikkat çekti.

Hastaların beslenmeleri 2-4 yılda bir takip edildi

Bu araştırmada 8320 meme kanseri hastasının değerlendirildiğini söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Hastalar her 2 ile 4 yılda bir, perhizlerinin nasıl olduğu ile ilgili anketleri doldurmuşlar ve araştırmacılar da meme kanseri sonrası şeker yoksunu perhize dikkat eden kişilerle, etmeyenler arasında meme kanserinin seyri ve meme kanseri tanısı konulmayan bireylerde de meme kanserinin oluşumuyla ilgili bilgileri değerlendirmişlerdir. Diyabetle uyumlu perhizde daha çok kepek alınması, kahve, kuruyemiş, taze sebze-meyve tüketilmesi, doymuş yağların daha az alınması, kırmızı etin daha az yenmesi, diyet içeceklerin daha az içilmesi ve meyve sularının daha az içilmesi vardır” şeklinde konuştu.

Bu tip bir diyetin genel popülasyonda şeker hastalığı gelişimini yüzde 40 oranında azalttığının gösterildiğini belirten Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu çalışmada ise kanser üzerine etkisi araştırılmıştır. Şeker hastalığı riski en yüksek olan kişiler menopoz sonrası dönemde hormon tedavisi alanlar ve fiziksel olarak daha az aktif olanlar” dedi.

Diyabet riskini azaltıcı diyet, meme kanserine bağlı ölüm riskini yüzde 13 azaltıyor

Çalışmada toplam 13 yıllık bir takipte takip edilen hastaların 2146 tanesinin hayatını kaybettiğini paylaşan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bunların 948’inin ölümü meme kanserine bağlı olurken; diyabet riskini azaltıcı diyet uygulayanlarda meme kanserine bağlı ölüm riski yüzde 13 azaltılmış, tüm ölüme bağlı sebeplerde ise yüzde 31 azalma sağlanmıştır. Meme kanseri tanısından sonra bu tür diyet değişikliği yapanlarda meme kanserine bağlı risk yüzde 20, tüm ölümlere bağlı risk ise yüzde 14 oranında azalmıştır” açıklamasında bulundu.

Yorum yaz