FARKINDALIKİLAÇ ENDÜSTRİSİ

Bayer’den “Sağlık Okuryazarlığı Araştırması!”

Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Ülke Müdürü Erdem Kumcu, “Tüketiciler özellikle pandemi dönemi ile birlikte gıda takviyesi ürünlerine daha çok ilgi göstermeye başladı. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında beşincisi gerçekleştirilen Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nin yaptırdığı araştırmaya göre, gıda takviyesi kullanım oranı artış göstermeye devam ediyor. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre pandeminin etkisiyle bağışıklığını güçlendirmek isteyen her 2 kişiden 1’i gıda takviyesi kullanmaya başladı. Aynı araştırmaya göre tüketiciler ihtiyaçları doğrultusunda doğru gıda takviyelerini kullanabilmek için danışmanlık konusunda en çok sağlık profesyonellerine güveniyorlar. Biz de bu doğrultuda tüketicilerin takviye edici gıdalar özelinde doğru yönlendirilmesi ve halk sağlığının korunması adına konunun en önemli neferlerinden olan eczacılara odaklandık. Türkiye’deki sağlık okuryazarlığı oranını üst seviyelere çekme amacıyla başlattığımız bu proje ile en büyük iş birlikçilerimiz eczacılarla bir araya gelip tüketiciyi Gıda Takviyeleri konusunda doğru yönlendirmek istiyoruz. Daha fazla eczacıya ulaşabilmek adına geniş bir perspektif ve doğru bir planlama ile ilerliyoruz ve projemizi ikinci döneme taşıyoruz.” dedi.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını, sağlığını tehdit eden alışkanlıkların ve sağlıklı kalmak için yapılması gerekenlerin farkında. Ancak veriler gösteriyor ki bilgiyi aksiyona çevirmekte zorlanıyoruz. Türkiye’de her dört kişiden üçünün sağlık okuryazarlığı kavramını duymadığını ifade ettiği araştırma, sosyal medyada yer alan bilgilere güven seviyesinin düşük olduğunu da ortaya koyuyor.  

Türkiye’de sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmaya yönelik şimdiye kadar pek çok projeyi hayata geçiren Bayer, 22 Ekim tarihini “Sağlık Okuryazarlığı Günü” ilan ederek bu konuya ülke çapında dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sağlıklı yaşam ve koruyucu sağlık kavramlarını her yıl 22 Ekim tarihinde Türkiye’nin gündemine yeniden getirmek ve halk sağlığına destek olabilmek amacıyla bu yıl ilk kez kutlanacak Sağlık Okuryazarlığı Günü kapsamında bir de araştırmaya imza atıldı. Araştırma şirketi IPSOS tarafından gerçekleştirilen Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Araştırması’nın sonuçlarına göre, ülkemizde sağlıklı bir yaşamın önemi ve sağlıklı kalabilmek için yapılması gerekenler hakkında farkındalık düzeyi yüksek ancak bu bilgileri hayata geçirenlerin oranı görece düşük kalıyor. Türkiye’de her dört ki­şiden üçünün daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymadığını belirttiği araştırmada ortaya çıkan en önemli verilerden biri de araştırmaya katılanların yarıya yakınının sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgileri birbirinden ayırt etmekte zorlandığını ifade etmesi oldu. Bayer, araştırma verilerinden faydalanarak sağlık okuryazarlığı seviyesinin yükseltilmesi konusunda Eczacı Adile Özdağ, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Aytuğ Altundağ ile birlikte kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirecek.

Türkiye çapında; hane içi sağlık anlayışı, kişisel ve koruyucu sağlık bilgisi, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktiviteler, ruhsal sağlığa dikkat etme oranları, sağlık ile teknoloji arasındaki ilişki ve güvenilir haber kaynaklarının değerlendirildiği araştırma dikkat çekici veriler içeriyor.

Ne yararlı ne zararlı farkındayız ancak uygulamada sınıfta kalıyoruz

Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun sağlık durumlarına etkisi olabilecek konular hakkında bilgi sahibi olduğu gözlemleniyor. Ancak sağlık için yararlı ve zararlı olan ürünler ve davranışlar hakkında bilgi sahibi olsalar da bunu hayatlarına yansıtma oranlarının düşüklüğü dikkat çekiyor. Örneğin; araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını sigara, tütün ve tütün ürünleri tüketiminin zararlı, egzersiz yapmanın ve düzenli uykunun ise sağlık üzerinde pozitif etkisi olduğunu biliyor. Buna karşılık ne yazık ki sigara içmeyi denemiş her 10 kişiden altısı halen sigara içmeye devam ediyor. Bunun yanı sıra haftada bir veya daha fazla egzersiz yaptığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 50’nin altında kalıyor.

Uyku kalitemizden memnun değiliz

Araştırmada bir başka öne çıkan bulgu ise, yüzde 62’lik bir kesimin uyku düzenine dikkat ettiğini belirtmesine rağmen katılımcıların yüzde 47’sinin uyku kalitesini “kötü” olarak değerlendirmesi oldu. Uyku düzenini etkileyen olumsuz faktörlerin başında ise telefonda ve televizyonda vakit geçirmek, tütün ve kafein ürünleri tüketmek olduğu belirtiliyor. Araştırmaya katılanlar uyku kalitesini düşüren nedenlerin farkında olduğunu söylüyor fakat her 10 kişiden altısı, sıklıkla uyku kalitesini bozan alışkanlıkları devam ettirdiğini ifade ediyor.  

Sağlık ile ilgili bilgileri internetten takip etsek de en çok aile hekimimize güveniyoruz

Araştırma sonuçlarına göre, bireyler sağlık ile ilgili bilgileri en çok internet sitelerinden ve sosyal medyadan ediniyor. Ancak bilgi kaynağı olarak en çok tercih edilen internet, güvenilirlik açısından alt sıralarda kalırken, aile hekimleri en güvenilir bilgi kaynakları arasında ilk sırayı alıyor.

Sağlık okuryazarlığı seviyesini yükseltmek için herkesin baktığı yerde olmayı seçtik

22 Ekim Sağlık Okuryazarlığı Günü vesilesiyle sağlıklı bir yaşam için dikkat etmemiz gerekenleri tekrar hatırlatmayı önemli bir görev olarak kabul ettiklerini ifade eden Bayer Tüketici Sağlığı Ülke Müdürü Erdem Kumcu, “Yaptığımız araştırma bir kez daha gösterdi ki internet ve sosyal medya; içeriklerindeki yanlış bilgi riskine rağmen hepimizin sağlık okuryazarlığı bilgisini etkileyen ciddi kaynaklar olarak öne çıkıyor. Toplum olarak sağlığımızı kaybetmemek için neler yapılabileceğini öğrenmişiz ancak uygulamada hâlâ gidilecek yolumuz var. Biz de Bayer Tüketici Sağlığı Birimi olarak, herkesin günde ortalama yedi saatini geçirdiği internette doğru bilgileri vatandaşlarımızla buluşturmayı ilk adım olarak belirledik. Herkesin baktığı yerde olmayı seçerek vatandaşlarımızın doğru bilgiye ulaşmasını kolaylaştırıyoruz. Araştırmamızda öne çıkan noktalardan biri de toplumumuzun birçoğu güvenilir kaynak noktasında doktorları, aile hekimlerini ve eczacıları en doğru adres olarak gösteriyor. Biz de çalışmalarımızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz.”

Araştırmaya göre toplumumuzun yüzde 42’si sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgiyi ayırt etmekte zorlanıyor. Bu kapsamda ’365 Gün Sağlıklı Yaşa’ sloganıyla kurduğumuz ve tamamen alanında uzman hekimlerin ve danışmanların içerikleriyle hazırlanan 365gun.com güvenilir bir platform görevi görüyor. 365gun.com’u, açıldığı günden bu yana 1 milyon kişi ziyaret ederek sağlıklı bilgiye buradan ulaştı” dedi.

Sağlıklı bir toplum için sağlık okuryazarlığı düzeyinin çocuklarda da yüksek olması gerektiğine inandıklarını belirten Kumcu ayrıca şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile ilköğretim çağındaki çocuklarımıza ulaşmak üzere okul bahçelerini öğretici oyun içerikleriyle renklendirildiğimiz 365 Gün Teneffüste Sağlık projesini hayata geçirdik. Öğretmenlerin rehberliğinde ya da çocukların kendi aralarında özgürce oynayarak sağlıkla ilgili temel bilgileri öğrenebilecekleri oyun alanlarımız öğrencilerle buluştu.”

Halk sağlığının en kritik neferlerinden olan eczacıların desteklenmesi için de önemli bir çalışma olan Tavsiyen Eczanede hakkında da konuşan Kumcu, “İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte hayata geçirdiğimiz eğitimler kapsamında 27 bin eczacıyı hedeflediğimiz bir sertifika programını başlattık. Eczacılarımızın danışanları ile kuracakları iletişimde kendilerini desteklediğimiz kapsamlı bir program sunduk ve iş birliğimize yeni eğitim programlarıyla devam edeceğiz. Şu ana kadar toplam 2500 eczacımız bu eğitimlerimizi almaya başladı” ifadelerini sözlerine ekledi.

Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Araştırması’ndan bazı dikkat çekici veriler
  • Türkiye’de her 4 kişiden 3’ü daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymadığını belirtiyor. Sağlık okuryazarlığı kavramını daha önce duymuş olanlara bu kavram hakkında bilgi düzeyleri sorulduğunda ise %65’i bu konuda bilgili olmadığını söylüyor.
  • Sağlık okuryazarlığı kavramının hangi konular ile ilişkili olduğu sorulduğunda en büyük oranda verilen cevap, hangi durumda hangi sağlık kuruluşuna başvuracağını bilmek olmuştur, yalnız bu oran dahi %37 seviyesindedir.
  • Koruyucu sağlık kavramını duyanların oranı ise sadece %32. Bu kavramı duymuş kişilere konuya ilişkin bilgi düzeyleri sorulduğunda ise sadece %50’si kendisini bilgili buluyor.
  • Her 10 kişiden 8’i teknolojiyi sağlık için faydalı bulsa da yarısından fazlası sağlık alanındaki gelişmeleri takip etmiyor.
  • Toplumun %49’u haftada 1 ve daha sık spor yapıyor. Hiç egzersiz ve spor yapmayanların oranı ise neredeyse %20 seviyesinde.
  • Toplumun yarısı kolalı veya gazlı içecekler, şekerli ve yağlı gıdaları tükettiğinde suçluluk hissediyor.
  • Araştırmaya göre %53’ü sağlıkla ilgili bilgileri aile hekiminden alıyor. Takiben %45 ile internetteki haber siteleri / online gazete ve %37 sosyal medya geliyor.
  • Araştırmada yer alan kişilerin %19’u son 6 ay içinde diyet yapmış olsa da sadece %30’u diyeti için bir diyetisyen veya doktor desteği almış durumda.
  • Ruhsal sağlığımıza dikkat etme oranımız yüksek olmasına rağmen toplumun %42’si son 1 yıl içinde en az iki hafta aralıksız bir süre üzgün / umutsuz hissediyor ve günlük aktivitelerini yapamıyor. Toplumun %21’i ise gün içinde en yoğun olarak “yorgunluk” duygusunu yaşıyor. Bunlara karşılık ruh sağlığı için sağlık kuruluşuna veya uzmana başvuranların oranı ise %28’dir.
  • Araştırmaya göre sağlık kuruluşlarına başvuranların % 85’i sağlık sorunlarını hekimlere ve sağlık çalışanlarına rahatlıkla ifade edebiliyor ancak anlamadıklarında tekrar soru sormaya çekinenlerin oranı %80’in üzerinde.

Referans: Ipsos Sağlık Okuryazarlığı Araştırma Raporu Eylül 2021.
* 16 – 65 yaş aralığında IBBS1 düzeyinde Türkiye temsiliyeti olan 2004 birey ile yapılan online araştırma

Yorum yaz