FARKINDALIKİLAÇ ENDÜSTRİSİSAĞLIK

“Kanser hastalığı var olduğu sürece, bu alanda değer yaratan tedaviler geliştirmeye devam edeceğiz.”

Astellas İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. Özdemir Şengören, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yaşamı tehdit eden kanser hastalığı var olduğu sürece, bu alanda değer yaratan tedaviler geliştirmeye devam edecekleri mesajını verdi. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin sadece mevcut çalışmaları değil, gelecekte odaklanılan alanları da desteklediğini söyleyen Şengören; “Kanser hastalarının teşhis sonrasında umutlarının en az olduğu anda, sunduğumuz yenilikçi tedavilerle yalnız olmadıklarını hissetmelerini istiyoruz. Şirketimizin güçlü Ar-Ge çalışmaları ve hasta odaklı yaklaşımı sayesinde, hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek ve yarınları değiştirmek için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz” dedi ve sorularımızı cevapladı.
Astellas İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. Özdemir Şengören, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yaşamı tehdit eden kanser hastalığı var olduğu sürece, bu alanda değer yaratan tedaviler geliştirmeye devam edecekleri mesajını verdi. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin sadece mevcut çalışmaları değil, gelecekte odaklanılan alanları da desteklediğini söyleyen Dr. Şengören; “Astellas olarak, hastaların teşhis sonrasında umutlarının en az olduğu anda, sunduğumuz yenilikçi tedavilerle yalnız olmadıklarını hissetmelerini istiyoruz. Şirketimizin güçlü Ar-Ge çalışmaları ve hasta odaklı yaklaşımı sayesinde, hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek ve yarınları değiştirmek için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz” dedi ve sorularımızı cevapladı.
Astellas İlaç hakkında bilgi alabilir miyiz?

Astellas, Japonya Tokyo merkezli bir ilaç şirketidir. Japonya’nın en eski ilaç şirketlerinden Yamanouchi ve Fujisawa’nın birleşimiyle 2005 yılında kurulmuştur. Fujisawa’nın kuruluş tarihi 1894, Yamanouchi’nin ise 1923 yılıdır. Dolayısıyla, Astellas’ın kökleri ve eşsiz deneyimi güçlü bir geçmişe dayanmaktadır.

Astellas olarak, EMEA, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki 70’ten fazla ülkede yaklaşık 16.000 çalışanımız ve dünyanın birçok yerindeki Ar-Ge merkezimizle hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarına yenilikçi tedaviler geliştirmek ve yaşam kalitelerini yükseltmek için çalışıyoruz. Hastalar için daha parlak bir gelecek yaratma ve toplum sağlığı için yarınları değiştirme kararlılığıyla ilerliyoruz.

Öte yandan yıllık global gelirimizin yaklaşık %20’sini Ar-Ge çalışmalarına aktarıyoruz. Farklı tedavi alanlarında, çoğu kez sınıfının ilki olma özelliklerini taşıyan, hastaların yaşam kalitelerini, yaşam sürelerini anlamlı şekilde artırmış ürünlere sahibiz.

Bilimden aldığımız güçle inovasyon odağımızı her geçen gün artıyoruz. 2016 yılından bu yana, karşılanmamış ihtiyaçlara odaklanmak hedefiyle, 12 sağlık şirketini bünyemize dahil ederek, Astellas’ın gücüne güç kattık.

Astellas Türkiye’yi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Ülkemizde hangi tedavi alanlarına odaklanmaktadır, ne gibi projeler gerçekleştirmektedir?

Astellas Türkiye, 14 yıldır paydaşlarıyla iş birliği içerisinde, hastaları yenilikçi tedavilerle buluşturmak için çalışıyor. Onkoloji, hematoloji, organ nakli ve üroloji alanlarına odaklanıyoruz. Yakın gelecekte nefroloji ve kadın sağlığı alanlarına da odaklanacağız ve açıkçası o günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

Sağlık alanında değişimin öncüsü olarak hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizin sağlık ekosistemine destek olmak da hedeflerimizin arasında. Bu anlamda, yerel üretime destek veriyor, aşırı aktif mesanenin semptomatik tedavisinde kullanılan ürünümüzü 2018 yılından bu yana Türkiye’de üretiyoruz. Bu üretim sürecinin kalitesi ve verimliliği için dünyadaki bilgi birikimimizi ülkemize taşıdık. Önümüzdeki süreçte, diğer tedavi alanlarında yer alan ürünlerimizin de ülkemizde üretilmeleri için yoğun çalışmalar sürdürüyoruz.

Astellas Türkiye olarak, gurur duyduğumuz çalışmalarımızdan biri de sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerimizdir. Sosyal sorumluluk anlayışının, sürdürülebilir olduğunda değerli olduğuna inanıyoruz. Hastalık farkındalığının yanı sıra sivil toplum örgütleriyle iş birliği içerisinde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek, ülkemiz insanına fayda sağlıyoruz.

Bütün bu çalışmalarda en önemli gücümüz ve dayanağımız Astellas Türkiye çalışanlarıdır. Ekip arkadaşlarımızın gelişimlerine katkı sağlamayı, onların mutlu çalışanlar olmalarını amaçlıyoruz. Çok kısa bir süre önce, Great Place to Work® tarafından gerçekleştirilen çalışan anketi sonucuyla, Astellas Türkiye olarak, “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” listesinde ikinci kez yer aldık. Çalışanlarımızın şirketlerine olan bağlılıklarını ortaya koymalarıyla gelen bu ödül bizim için büyük anlam taşıyor. 2022 yılında da yeni başarılarla ve hayatlara dokunan projelerimizle yeni ödüller kazanarak sağlık alanında değer yaratmaya devam edeceğiz.

Onkoloji tedavi alanında hangi kanser türlerine yönelik tedavi hizmetleri ve projeler sunuyorsunuz? Gelecekte hangi kanser türlerine odaklanmayı planlıyorsunuz?

2017 yılından bu yana prostat kanseri, odaklandığımız tedavi alanlarının başında geliyordu; çok yakın zamanda akut miyeloid lösemi (AML) alanında da karşılanmamış ihtiyaçlara yönelik yenilikçi tedavimizi tıbbın hizmetine sunduk. Hematoloji ve onkoloji alanındaki hedefe yönelik yenilikçi ilaçlarımız sağ kalımı ve yaşam kalitesini artırarak hastalık ile mücadelede geleceğe dair umut veriyor. Astellas olarak, bu umudu güçlendirmeye dair yaptığımız en değerli katkı, araştırma ve geliştirme odağımızdır. FDA’dan (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) 2018 yılında mesane kanseri tedavisindeki ürünümüzle aldığımız “Çığır Açan Tedavi Unvanı” doğru yolda ilerlediğimizin en önemli göstergesidir.

Prostat kanserini ele almak gerekirse, Türkiye’deki metastatik kastrasyona dirençli prostat kanseri hastalarının sağlığı için yaptığımız çalışmaları çok değerli buluyoruz. Prostat kanseri zorlu bir hastalık. Akciğer kanserinden sonra erkeklerde en sık görülen kanser türü. Bu yüzden Astellas Türkiye olarak, prostat kanserinin erken dönemde teşhis edilebilmesi için de sorumluluk üstlenmeye karar verdik. 2018 yılında Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’ne koşulsuz desteğimizle “Tak Bi Mavi Kravat” isimli bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. Projemiz medyada o kadar çok ses getirdi ki, şirketimizi adeta prostat kanseri farkındalığı ile özdeşleştirdi. Bu yöndeki aktivitelerimizden biri de prostat kanserine dikkat çekmeye yönelik dünyada yüksek bilinirliliğe sahip “The Distinguished Gentleman’s Ride” etkinliğini İstanbul’da gerçekleştirmek oldu. Mavi kravatlı erkekler, Bağdat Caddesi gibi işlek caddelerde motosikletlerini sürerek hastalığa dikkat çektiler. Sonraki yıllarda da Galata Kulesi gibi Türkiye’de sembol haline gelen yapılara mavi kravat asılması, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün mavi renkle ışıklandırılması gibi pek çok farkındalık hedefli etkinlik gerçekleştirildi.

Hasta odaklılığımızı ve güçlü iş birliği yaklaşımımızı ortaya koyan projemiz, 2018-2021 yıllarında tüm medya kanallarıyla 60 milyonun üzerinde kişiye ulaşarak, prostat kanseri farkındalığına önemli ölçüde hizmet etti. “Tak Bi Mavi Kravat” ayrıca, Astellas Türkiye’ye en prestijli ödüllerinden bir olan IPRA Altın Küre Mükemmellik Ödülü’nü getirdi. Bu ödül bize toplum sağlığı için ne kadar doğru bir bakış açısında olduğumuzu bir kez daha gösterdi.

Global ürün portföyümüze baktığımızda, mesane, mide ve pankreas kanserleri gibi alanlarda da yenilikçi tedavilerimiz bulunuyor. Bu tedavileri ülkemizdeki hastalarla buluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Astellas, yaşamı tehdit eden kanser hastalığı var olduğu sürece, bu alanda değer yaratan tedaviler geliştirmeye devam edecektir. Çünkü araştırma ve geliştirme, Astellas olarak yaptığımız her işin temelinde yer alıyor. Ar-Ge’miz sadece bugünkü mevcut çalışmalarıyla değil, gelecekte odaklanacağımız alanları da destekleyerek, yenilikçi tedaviler geliştirilmesine olanak tanıyor.

Pandemi dönemini kanser hastaları açısından değerlendirir misiniz? Bu dönemin hastalara ne gibi yansımaları olduğunu düşünüyorsunuz?

Pandemi, hepimizin yaşamına farklı farklı pek çok zorluk getirdi. Ancak, kanser tedavisi gören hastaları ve kronik hastalıkları bulunan kişileri çok daha fazla etkiledi. Bu insanların zaten zayıf olan bağışıklık sistemleri bu kez de bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kaldı. COVID-19 kanser hastaları için ekstra bir riskti. Tedavilerini aksatmamaları, bağışıklıklarını olabildiğince yüksek tutmaları çok önemliydi. Bu noktada kemoterapiye alternatif olan yenilikçi ilaçlar, hastaların tedavide kalmalarına olanak sağlayarak pandemi sürecinde hastalara avantaj getirdi.

Kanser alanına güçlü bir şekilde odaklanan bir şirket olarak, pandeminin lojistik ya da iş süreçleri açısından karşımıza çıkarabileceği zorlukları hızla öngördük ve önlemlerimizi aldık. Böylece tedavi alanımızdaki kanser hastalarının tedavi sorunu yaşamamalarını sağladık. Ancak neredeyse ikinci yılını dolduracak olan pandemi sürecinde pek çok kişi kontrol, tanı vb. işlemlerini, hekim görüşmelerini hastalık kapma endişesiyle erteledi. Dolayısıyla pandemi sonrası dönemde, bazı yeni kanser hastalarının tanı alma süreçlerinde ne yazık ki gecikmeler yaşanabileceğini söyleyebiliriz. Bu önemli konuya dikkat çekmek için paydaşlarımızla iş birliği içerisinde çalışıyoruz.

Pandeminin tetiklediği sağlık teknolojilerindeki gelişmeler, kanser hastalarına ne gibi avantajlar sağlayacak? Birkaç örnek verir misiniz?

Pandemiyle birlikte hayatın her alanında hızlanan dijitalleşme, sağlık teknolojilerine de yeni bir ivme getirdi. Sağlık alanındaki inovasyonlar kuşkusuz büyük ekonomik yatırımları ve süreçleri gerektiriyor. Ancak yine de pandemi sonrası sağlık teknolojilerinin her zamankinden daha dinamik olması ve hızlı ilerlemesi gerekecek. Bu gelişmeler, kanser hastalarına önemli katkılar sunacak. Büyük verinin (big data) değerinin artması ve daha fazla kullanılmasıyla, hastalar daha doğru tanı ve hızlı hizmet alma olanağına kavuşacak. Yine tüm dünyada olduğu gibi pandemi sürecinde ülkemizde de hızla gelişen tele-tıp uygulamaları hastaların bazı tedavilere hastaneye gitmeden ulaşabilmelerini sağlayarak, yaşamlarında etkili olacak. Nitekim pandemi döneminde tele-tıp hizmetleriyle pek çok hasta hekimiyle görüntülü görüşme yapabildi, sorunlarını paylaşabildi. Bir başka örnek daha verecek olursak, yapay zeka ve veri bazlı teknolojilerin geliştirilmesiyle, yakın gelecekte kanser hastalarına daha fazla kişiselleştirilmiş tedaviler sunulabilecek.

Son olarak dünya kanser günü nedeniyle topluma nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Kanser vakaları, dünyada ne yazık ki her geçen yıl artış gösteriyor. Buna karşın, farklı kanser tiplerine karşı yenilikçi tedaviler geliştirilmesi hastalar için önemli avantajlar sağlıyor. Bunun yanı sıra farkındalık hedefli çalışmalarla hastaların erken tanı alabilmeleri mümkün oluyor. Bunlar toplum sağlığı adına sevindirici gelişmeler.

Astellas olarak, hastaların teşhis sonrasında umutlarının en az olduğu anda sunduğumuz yenilikçi tedavilerle yalnız olmadıklarını hissetmelerini istiyoruz. Şirketimizin güçlü Ar-Ge odağı ve hasta odaklı yaklaşımı sayesinde, hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek ve yarınları değiştirmek için durmaksızın çalışacağız.

Astellas İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. Özdemir Şengören, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yaşamı tehdit eden kanser hastalığı var olduğu sürece, bu alanda değer yaratan tedaviler geliştirmeye devam edecekleri mesajını verdi. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin sadece mevcut çalışmaları değil, gelecekte odaklanılan alanları da desteklediğini söyleyen Şengören; “Kanser hastalarının teşhis sonrasında umutlarının en az olduğu anda, sunduğumuz yenilikçi tedavilerle yalnız olmadıklarını hissetmelerini istiyoruz. Şirketimizin güçlü Ar-Ge çalışmaları ve hasta odaklı yaklaşımı sayesinde, hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek ve yarınları değiştirmek için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz” dedi ve sorularımızı cevapladı.

NON_2022_0005_TR

Yorum yaz