EDİTÖRÜN ÖNERİSİFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİŞ DÜNYASIKİŞİSEL GELİŞİM

Başarı odaklı iletişim nasıl olmalı?

İlaç ve sağlık sektörü yayıncılığında önemli bir boşluğu dolduran ve bu alanda çok kısa bir sürede kendisine hatırı sayılır bir yer edinen Fikir Liderleri Dergisi’nin Mart sayısı yayımlandı. Ana dosya konusu Nadir Hastalıklar olan yeni sayıda, TİTCK, TÜBİTAK, AIFD gibi önemli kurumların yöneticileri, hasta derneklerinin ve uzmanlık derneklerinin yöneticileri ve akademisyen hekimlerin yanında Türkiye’de bu alanda faaliyetleri olan ulusal ve global ilaç firmalarının üst düzey yöneticileri de yer aldı. Ayrıca ilaç endüstrisinden ilham veren röportajları, akademisyen hekimlerin ve ilaç endüstrisi yöneticilerinin ilgi duyduğu konu ve konukları da sayfalarına taşıyan Fikir Liderlerleri Dergisi, geniş bir okuyucu kitlesi tarafından her geçen gün artan ilgiyle takip ediliyor. Özgün içerik ve grafik tasarımının yanı sıra her sayısında ele aldığı konuları hem akademiden hem de endüstriden, alanının en etkin isimleriyle sayfalarına taşımasıyla ve konuları derinlemesine, çok yönlü ele almasıyla dikkat çeken Fikir Liderleri Dergisi, yeni sayısında Engaged4Results Kurucusu, Executive Coach Ahmet Tamtekin'i konuk etti. Ahmet Tamtekin'in başarılı iletişimin sırlarını paylaştığı yazısı oldukça ilginç anekdotlarla dolu
İlaç ve sağlık sektörü yayıncılığında önemli bir boşluğu dolduran ve bu alanda çok kısa bir sürede kendisine hatırı sayılır bir yer edinen Fikir Liderleri Dergisi’nin Mart sayısı yayımlandı. Ana dosya konusu Nadir Hastalıklar olan yeni sayıda, TİTCK, TÜBİTAK, AIFD gibi önemli kurumların yöneticileri, hasta derneklerinin ve uzmanlık derneklerinin yöneticileri ve akademisyen hekimlerin yanında Türkiye’de bu alanda faaliyetleri olan ulusal ve global ilaç firmalarının üst düzey yöneticileri de yer aldı. Ayrıca ilaç endüstrisinden ilham veren röportajları, akademisyen hekimlerin ve ilaç endüstrisi yöneticilerinin ilgi duyduğu konu ve konukları da sayfalarına taşıyan Fikir Liderlerleri Dergisi, geniş bir okuyucu kitlesi tarafından her geçen gün artan ilgiyle takip ediliyor.

Özgün içerik ve grafik tasarımının yanı sıra her sayısında ele aldığı konuları hem akademiden hem de endüstriden, alanının en etkin isimleriyle sayfalarına taşımasıyla ve konuları derinlemesine, çok yönlü ele almasıyla dikkat çeken Fikir Liderleri Dergisi, yeni sayısında Engaged4Results Kurucusu, Executive Coach Ahmet Tamtekin’i konuk etti. Ahmet Tamtekin’in başarılı iletişimin sırlarını paylaştığı yazısı oldukça ilginç anekdotlarla dolu:

Davanızın Ne Olduğunu Biliyor musunuz?

Anthony Robbins’in “İçindeki Devi Uyandır” kitabı 1991 yılında yayımlandığından beri 2 milyondan fazla sattı. Bunun sebeplerinden bir tanesi kesinlikle şudur: Hepimiz, içimizde gizli bir yerlerde süper güçlü bir devin saklı olmasını istiyoruz. Hatta hepimiz içimizdeki süper bir gücün kendisini göstermesine de zaman zaman şahit olduk.

Bir sevdiğiniz için uğraşırken bu süper gücü görmüşsünüzdür. Çok istediğiniz bir iş sonucu için de içinizden bir dev çıkmıştır. Gururunuzu kıran insanlara neler yapabileceğimizi ispat etmek için de kısa bir süreliğine dahi olsa, içinizden bir süper gücün çıkmasına şahit olmuşsunuzdur. Çok arzuladığımızda neler yapabileceğimizi kendi gözlerimizle ve şaşkınlıkla gördükten sonra artık sahiden de çok derinlerde bir yerde bir Superman’in içimizde saklandığından emin oluyoruz. Ancak ne var ki bu Superman nasıl uyandırılır bilmiyoruz.

Aslında bunu biliyor olsaydık ne kadar güzel olurdu! Kazara, içimizdeki Superman’i keşfetmek yerine, istediğimiz zaman içimizdeki Superman’i uyandırıyor olsaydık ne güzel olurdu! Sadece kendi içimizdeki Superman’i bulmak yetmiyor. Başkalarının içindeki uçsuz bucaksız gücü bizim kendi istediğimiz yönde harekete geçirebiliyor olsaydık işte o zaman inanılmaz başarılı olurduk.

Son zamanlarda sık sık duymaya başladığımız motivasyon düğmeleri, işte kendimizin ve başkalarının güç bankasına erişmek için basmamız gereken düğmeleri, kasanın şifresini, bilimsel bir yöntemle bulmayı hedefliyor.

Motivasyon düğmeleri ile ilgili şunları söyleyebiliriz:

Hepimizin motivasyon düğmeleri birbirlerinden farklı. Kimimiz kusursuz işler çıkartmaktan, kimimiz başarıdan, kimimiz takdir edilmekten, kimimiz güzel bir takım ortamından motive oluyoruz. Kimimiz huzurdan, kimimiz stresten motive oluyoruz. Onlarca motivasyon düğmesi var. İş hayatında en önemli motivasyon düğmeleri 20 civarında.

İş arkadaşlarımızla motivasyon düğmelerimiz birbirlerine uyuyorsa, onlarla çok iyi anlaşabiliyoruz. Örneğin ikimiz de insanların birbirlerini takdir etmesinden motive oluyorsak, o zaman iki taraf da karşındaki insanı motive edecek düğmelere bastığından dolayı o ilişki çok güzel bir şekilde ilerliyor. Aynı şekilde her iki taraf da analizden veya çıkardan motive oluyorsa iletişim çok kolay kuruluyor.

Motivasyon düğmelerimiz farklı ise işte o zaman sorun başlıyor. Örneğin birimiz başkalarıyla yoğun iletişimden motive oluyorsak, diğer kişi de odaklanmış bir şekilde çalışmaktan motive oluyorsa işte o zaman sorun başlıyor. Kusursuz, hatasız iş çıkarmaktan motive olanlarla, hızla iş bitirici üslupta çalışanların iletişiminde sorun çıktığı gibi farklı motivasyon düğmelerine sahip iki insan arasında iletişim çok zor oluyor. Hiçbir şekilde karşımızdakinin davranışını anlayamıyoruz. Farklı motivasyon düğmelerine sahip insanlar birbirlerini ikna edemiyorlar, birbirlerinden kötü enerji alıyorlar.

İkna ederken, kendi motivasyon düğmelerimizi kullanıyoruz. Örneğin bizi motive eden şey rakamları irdelemek ise, ikna edeceğimiz şeyi rakamlarla anlatmaya çalışıyoruz. Ama ikna ettiğimiz kişi bu şekilde motive olmuyor, örneğin kendisine saygı gösterilmesinden motive oluyorsa iki kişi hiç sonuç vermeyen, sürtüşmeli bir iletişim çabasında uğraşıyor, bir süre sonra da iletişimden vazgeçiyor.

1970’lerde yapılan bir araştırmada şöyle bir sonuç çıkıyor: Başarılı iletişimciler, yeni tanıştıkları birileriyle konuşmaya başladıklarında, bir süre, konuştukları kişilerin motivasyon düğmelerini keşfetmeye çaba harcıyorlar. Başarılı iletişimciler, konuştukları kişilerin motivasyon düğmelerini keşfettikten sonra anlatmak istediklerini bu motivasyon düğmelerine göre uyarlıyorlar. Örneğin takdirden motive olan biriyle konuşuyorlarsa, “Bu işin yapılması gerekiyor” demek yerine “Sen bu işi yapabilecek en doğru kişisin” diye cümleyi değiştiriyorlar. Veya konuştukları kişi takımın başarısından motive oluyorsa, “Bu işi yapman takıma çok büyük bir fayda getirecektir” diyebiliyorlar.

Başarısız iletişimciler ise hep aynı yöntemleri tekrar ediyorlar. Tekrar ettikleri yöntem, kendi motivasyon düğmeleri ile alakalı. Kiminle konuşurlarsa konuşsunlar, ikna etmek için örneğin hep iltifat etmeyi veya mantıksal sebepler öne sürmeyi seçiyorlar. Bu yöntem bazı kişilerde başarılı olmayınca da bunun nedeninin konuştukları kişilerin aptallığı, kötü niyeti gibi sebeplere dayandığına kendilerini inandırıyorlar. Örneğin bu kişilerin, yani kötü iletişimcilerin, kullandıkları ikna yöntemi korkutmak ise, sonuç alamamalarına rağmen defalarca bu yöntemi deniyorlar, sonuç alamayınca da “Ben seni defalarca uyardım” diyorlar.

İçinizde uyuyan gücü uyandırmak istiyorsanız, başkalarını kendi istediğiniz yönde harekete geçirmek istiyorsanız, motivasyon düğmelerine önem vermek zorundasınız.

Albert Einstein’ın şu sözleri önemli: “Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.” Veya Şems-i Tebrizi’nin şu sözlerine kulak verin: “Kişinin manası, davası kadardır. Kişi ancak davası kadar mana taşır. O halde kişi davasını nasıl öğrenebilir? Kişinin davası ancak derdidir. Derdin neyse davan odur. Ya derdini dahi bilmeyenler? Kişinin derdi en çok konuştuğu şeydir.”

Sizin merakınız nedir? Sizin davanız nedir? Mutlu, etkili ve başarılı olmak için bunları keşfetmelisiniz.

Yorum yaz