ETKİNLİKFARKINDALIKHASTA DERNEKLERİSAĞLIKSTKTOPLUM SAĞLIĞIUZMANLIK DERNEKLERİ

Derneklerden “Dünya Sepsis Günü” basın açıklaması!

Sepsis, dünya çapında her yıl 45-50 milyona varan yeni olgu ve yaklaşık 11 milyon ölüme neden olmaktadır. Yoğun bakımların en önemli hastalığıdır. Dünyada her 5 ölümden biri sepsis ile ilişkilidir. Vakaların %40’ı 5 yaş altındaki çocuklardan oluşmaktadır.  
Sepsis, dünya çapında her yıl 45-50 milyona varan yeni olgu ve yaklaşık 11 milyon ölüme neden olmaktadır. Yoğun bakımların en önemli hastalığıdır. Dünyada her 5 ölümden biri sepsis ile ilişkilidir. Vakaların %40’ı 5 yaş altındaki çocuklardan oluşmaktadır.  

Sepsis bağışıklık sisteminin enfeksiyona düzensiz yanıtıyla gelişir

Sepsis, enfeksiyona karşı vücudun verdiği düzensiz yanıta organ yetmezliklerinin eşlik ettiği bir klinik tablodur ve ölüm oranları çok yüksektir. Hastane ölüm nedenleri, hastane geri yatış nedenleri ve hastane maliyetleri açısından sepsis ilk sırayı almaktadır.

COVID-19 enfeksiyonu da ağır seyrettiği olgularda sepsise yol açmaktadır. Yoğun bakımlarda tedavi edilen şiddetli COVID-19, pnömoniye eşlik eden organ yetmezlikleri ile birlikte seyretmektedir. Bu hastalar yoğun bakımlarda organ destek sistemleri ile hayata tutunmaya çalışmaktadır. COVID-19 pandemisi tüm dünyada bütün devam ederken, ülkemizdeki durum da ciddiyetini korumaktadır. Bu ortamda sepsis farkındalığının yaygınlaştırılması çok önemlidir.  

Sepsis tıbbi acil bir durumdur, önlenebilir bir ölüm nedenidir

Sepsis sık görülen bir hastalıktır; ancak, enfeksiyonlara yönelik korunma önlemleri sepsis gelişmesini engelleyebilir. Sepsise karşı genel olarak alınacak önlemleri arasında başta sepsisin bir halk sağlığı problemi olarak ele alınması, sık görülen enfeksiyonlara karşı aşılanma, temiz doğum uygulamaları, ameliyatta enfeksiyon önleme uygulamaları, hastanede yatış sürelerinin kısaltılması, özellikle el yıkama alışkanlığının yaygınlaştırılması olmak üzere kişisel hijyenin sağlanması, beslenme ve temiz su sağlanması sıralanabilir. COVID-19 pandemisinde aşı yanı sıra özellikle damlacık ve aerosol yoluyla bulaşan virüse karşı maske kullanımı ve fiziksel mesafeye dikkate edilmesi şiddetli COVID-19’un yol açtığı viral sepsis tablosunun önlenmesinde çok etkindir.

Küresel salgın sürecinde sepsis ve farkındalığının önemi iyice artmıştır. Sepsis yoğun bakımlarda her yaş grubunda sık görülen ölümcül bir hastalıktır. Ancak hızlı tanı konulup, etkili ve doğru tedavi uygulandığında ölüm büyük oranda engellenebilir. Erken tanınması ve uygun sağlık hizmetlerine erişim de dahil olmak üzere sepsisin bilimsel kanıtlara dayalı tedavisinin yönetilmesi konusunda sağlık çalışanlarına yönelik eğitimler gerçekleştirilmektedir. Halk tarafından çoğunlukla bilinmeyen ve iyi anlaşılamayan bir hastalık olması nedeni ile toplum farkındalığını artırmak da hedeflenmelidir. Hastalar ve hasta yakınları ile iletişim kurulurken ‘sepsis’ terimi kullanılmalı, her yıl 13 Eylül’de Dünya Sepsis Günü dolayısıyla düzenlenecek kampanyalar ile kamuoyu bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir.

Sepsisle savaşta tüm branşların bir olması önemlidir

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkin ve doğru katılımı olmaksızın sepsisle savaşın sağlıklı ve doğru bir şekilde yürütülebilmesi mümkün değildir. Aşılama dahil koruyucu hizmetlerin aksatılmadan sürdürülmesi, kronik hasta takiplerinin düzenli yapılması, toplumun eğitimi, sepsisli veya sepsis riski olan hastaların hızlı ve doğru yönlendirilmesi konularında birinci basamağın rolü yaşamsaldır.

Sepsis tanısı ve tedavisi için, hızlı tanı testlerinin hayata geçirilmesi, laboratuvar olanaklarının güçlendirilmesi, mevcut antibiyotiklerin doğru ve etkili kullanımını, yoğun bakım ünitelerinin yetişmiş sağlık personeli, yardımcı personel ve alt yapı koşullarının güçlendirilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Birinci basamak sağlık hizmeti ile başlayan, acil servislerde ciddiyeti artan, cerrahi ve dahili servislerde sık karşılaşılan ve yoğun bakımlarda en ağır haliyle yatan sepsis hastalarının tedavisinde tüm branşlar bir bütün oluşturmaktadır.

Sepsisten ölümlerin engellenebilmesi için;

  1. Enfeksiyonun önlenmesinde en önemli uygulamanın “el yıkama (el hijyeni)” olduğu ve şu an içinde bulunduğumuz Pandemi sürecinde etkenin damlacık yoluyla bulaştığı göz önüne alınarak maske kullanımı ve fiziksel/sosyal mesafenin önemli olduğu konusunda toplum farkındalığı artırılmalı,
  2. Enfeksiyon hızları ve hastane yatışlarını azaltmak için sık görülen enfeksiyonlara karşı etkili aşıların risk grubundaki kişilere uygulanması sağlanmalı,
  3. Sepsis tanı ve tedavisinin kanıta dayalı gerçekleştirilmesi için ulusal eylem planları geliştirilmeli,
  4. Sağlık kuruluşlarında enfeksiyon kontrol uygulamalarının yaygınlaştırılması için yeterli personel ve altyapı koşulları sağlanmalı, sağlık çalışanlarının enfeksiyon hastalıklarının tanı, tedavi ve takibi konularında eğitimine önem verilmeli ve iyi uygulamalara yönelik teşvik politikaları geliştirilmeli,
  5. Hızlı ve doğru tanı için, her sağlık kuruluşu için laboratuvarlar asgari koşulları sağlayacak şekilde güçlendirilmeli,
  6. Dünyada yaygın olarak kullanılan hızlı tanı testlerinin ülkemizde de yaygın kullanılabilmesi için geri ödeme politikaları geliştirilmeli,
  7. Sepsis hastalarının gerekli organ destek uygulamalarına ulaşabilecekleri yoğun bakım ünitelerine ulaşmaları sağlanmalı,
  8. Yoğun bakımların gerçekten gereksinimi olan hastalara hizmet verecek şekilde organizasyonları yapılmalı, akılcı kullanımları teşvik edilmeli ve destek ünitelerinin yaygınlaştırılmalı,
  9. Ulusal hastalık istatistikleri ve raporlarında sepsisin doğru belgelendirilmesi sağlanarak sağlıklı veri toplanmalı,
  10. Toplumda gereksiz antibiyotik kullanımının bakterilerde antibiyotik direncine yol açtığı ve durumun hastanelerdeki antibiyotik direncine katkıda bulunduğu konusunda halkımız bilinçlendirilmeli ve gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmeli,
  11. Sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve hasta güvenliğinin arttırılmasının yanı sıra sağlık çalışanlarının da can güvenliğinin sağlanması için sağlık otoritesinin sivil toplum kuruluşları ve bilimsel derneklerle işbirliği gerçekleştirmesi sağlanmalıdır.

Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD)
Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD)
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği (TÜYUD)
Resüsitasyon Derneği
Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK)
Klinik Mikrobiyolojik Uzmanlık Derneği (KLİMUD)
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti
Türk Toraks Derneği
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD)
Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD)
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği
Göğüs Kalp Damar Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği
Çocuk Nefroloji Derneği
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanları Derneği (ARUD)
Türkiye Milli Pediatri Derneği
Türk Pediatri Kurumu
Çocuk Romatoloji Derneği
Türk Biyokimya Derneği
Türk Klinik Biyokimya Derneği
Türkiye Psikiyatri Derneği
Türk Hematoloji Derneği
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği
Akademik Solunum Derneği
Türk Dermatoloji Derneği
Akademik Geriatri Derneği
Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN)
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)
Türk Göğüs Cerrahisi Derneği (TGCD)
Türkiye Romatoloji Derneği
Sualtı ve Hiperbarik Tıp Derneği
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği
Türk Tıbbi Rehabilitasyon Kurumu Derneği
Türk Oftalmoloji Derneği
Rejyonel Anestezi Derneği
Çocuk Allerji ve Astım Akademisi Derneği
İşyeri Hekimleri Derneği
Türk Algoloji Ağrı Derneği
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği
Türk Pediatrik Onkoloji Derneği
Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği
Klinik Toksikoloji Derneği
Palyatif Bakım Derneği
Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD)
Türk Cerrahi Derneği

Yorum yaz