YAŞAM

Koronavirüs döneminde çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıkları için çok önemli öneriler…

Tüm dünyayı derinden etkileyen, ülkemizde de yaklaşık 3 aydır günlük yaşam alışkanlıklarımızda köklü değişikliklere neden olan koronavirüs sürecinde zorlananların başında şüphesiz çocuklar geliyor. Koronavirüse karşı yaşanan olumlu gelişmeler kapsamında geçilen ‘yeni normal’de çocuklar da haftada bir gün sokağa çıkma izniyle birlikte, bir nebze de olsa park ve bahçelerde enerjilerini boşaltmaya çalışıyorlar. Ancak sosyal aktivitelerin kısıtlı olması, hayatımızın olmazsa olmazları arasına giren maske, eldiven, dezenfektanlar ve yine virüsün bulaş riskine karşı güvenlik gerekçesiyle çok sık duydukları sosyal mesafe onların çocukluk anılarında büyük yer oluşturacak. İşte bu süreci “sağlıklı yönetmek”, koronavirüs pandemisini çocuklara göre anlatmak ve ‘yeni normal’de onlarla evde kaliteli zaman geçirmek çok önemli. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Klinik Psikolog Betül Küçükardalı “Anne-babanın işe gitmeyip evde kaldığı, çocukların okula, parka gidemediği, rutinlerin kökten değiştiği bu zamanlarda çocuklar uzun süre boyunca açıklamasız, desteksiz kalırlarsa kaygı bozuklukları, depresyon, davranış problemleri yaşayabilir. Buna karşın çocuklar doğaları gereği yaratıcı ve dayanıklıdır. Onlara ihtiyaç duydukları desteği sağlarsak, bu zor süreçten kalıcı hasar almadan, üstelik kalıcı olarak güçlenerek çıkma fırsatı bulabilirler” diyor. Klinik Psikolog Betül Küçükardalı ‘yeni normal’de anne babalara; çocuklarına ‘sağlıklı’ yaklaşım konusunda çok önemli 8 püf noktasını anlattı…

Acil durumlarda oksijen maskenizi önce kendinize, sonra çocuğunuza takın. Unutulmamalıdır ki herkesin düzeni değişti ve herkes ‘yeni normal’e alışma sürecinde. Ebeveynler ya da bakım verenler çevrelerindeki bu değişiklere adapte olabildiklerini hissediyor ve kendilerini fiziksel ve ruhsal olarak güvende, sağlıklı hissediyorlarsa çocuklarına destek olma sürecini daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde yönetebilir, çocukların yaşına göre bu süreci nasıl idare edeceğini belirleyebilirler. Ancak ebeveyn ya da bakım verenler bu süreçte kendileri zorlanıyorsa, kaygı, panik, korku, uyku/iştah problemleri, yoğun duygulanımlar yaşıyorsa, kendilerini güvende ve sağlıklı hissetmiyorlarsa, öncelikle kendileri için sosyal ve profesyonel destek almaları çok önemli. Çünkü kendileri yeterince iyi olamadan, başka birine ya da çocuklarına iyi gelmeleri çok zordur ve sürdürülebilir değildir.

Daha fazla sabırlı ve şefkatli davranın. Doğal ev yaşantınızı bozmayacak şekilde çocuğunuzu gözlemleyin. Rutinler değiştiğinde çocukların uyku düzenleri, yemek/tuvalet alışkanlıkları, korku/kaygı düzeyleri, hareketlilikleri, ebeveynden beklentileri, duygu/davranışları değişiklik gösterebilir. Bunlar çocuğun daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunun belirtisi olabilir. Bir süre odağınızı bu konuya verip doğal ebeveynlik becerilerinizi kullanın, sınırlarınız dahilinde daha fazla sabırlı ve şefkatli olmaya çalışın. Bir yandan da almakta olduğunuz maske takmak, hijyene özen göstermek ve sosyal mesafeyi korumak gibi önlemleri resimler çizerek, birlikte skeçler oynayarak, merak ettiklerini sormalarına izin vererek anlatın. 

Birlikte kafiyeli/kafiyesiz şarkılar uydurun. Kendinizin ve çocuğunuzun güvende olması için her türlü önlemi aldığınızı, onları korumak için her durumda elinizden geleni yapacağınızı belirtin. Her zaman duygu ve düşüncelerini konuşmak için size gelebileceğini dile getirin. 2-3 yaş altı çocuklar için eski rutinlerinizi olabildiğince koruyun. Çocuğunuzun güvenlik hissini pekiştiren oyunlar oynayın. Örneğin, isimlerinizi ve içinde bulunduğunuz süreci konu kalan kafiyeli kafiyesiz şarkılar uydurun. Sözlere birlikte karar verin, melodisini birlikte bulun ve her gün söyleyin.

İletişim içindeyken sakinliğinizi korumaya gayret edin. Yetişkinler hayatlarını duygusal ya da fiziksel olarak tehdit eden bir süreç karşısında savaş, kaç ya da donma tepkisi verirler. Çocuklar ise zor duygularla’bağlanarak’’ baş ederler. Çocuğun bağlanma figürü ebeveyni/bakım verenidir. Çocuklar ebeveyni ile birlikte sakinleşir. Bunun için ebeveynin de sakin, sükûnet içinde olması önemlidir. Ebeveyn çocuk için güvenli bir bağlanma figürü olamıyorsa, çocuk onun için sağlıksız olan ama onu rahatlatan şeylerle karşı bağ geliştirebilir (televizyon, video oyunları vb.) Çocuğunuz için güvenli ve sürekliliği olan bir figür olmaya gayret edin. 

Birlikte dans edin. İçinden geçmekte olduğumuz travmatik sürecin panzehri dayanıklılık ve yaratıcılıktır. Bu hislerin ortaya çıkabileceği etkinlik ve oyunlara yönelin. Sanatsal faaliyetler, çocuğun yaşına uygun fiziksel aktiviteler bu hisleri pekiştirecektir. Dans, ritim, şarkı, hareket çocukların sinir sistemini düzenler, olumsuz biriken enerjilerini atmalarını sağlar. Bunu birlikte yapmak hem kendiniz için, hem çocuğunuz için faydasını kat kat artırır. 

Kahkahayla bağlarınızı güçlendirin. Klinik Psikolog Betül Küçükardalı “Çocuklar, oyunla ve kahkahayla bağlarını kuvvetlendirirler. Birlikte kahkahalar atın. İçinde birlikte gülmek olduğu sürece ne oynadığınızın bir önemi yoktur. Bağınız güçleniyor demektir” diyor.

Her zaman mutlu etmeye çalışmayın. Çocuğunuzun her zaman mutlu olması gerektiği beklentisine girmeyin ve çocuğunuza da bu beklentiyi yansıtmayın. Sıkılmak da, üzülmek de, öfkelenmek de mutlu olmak kadar doğal duygulardır. Çocuğun hoş hissettiren duygular kadar, nahoş hissettiren duyguları da yaşaması, bu hisleri konuşabileceği bir alanı olması, o alanda ebeveyninin şefkatini ve çabasızca orada kaldığını hissetmesi duygu kapasitesini genişletecektir.

Birlikte ‘vuuuu’ sesi çıkarın!. Çocuklar sinir sistemlerinde aşırı uyarılma olduğunda (çok kaygılandıklarında, korktuklarında ya da heyecanlandıklarında), sakinleşmek için güvendikleri bir yetişkine ihtiyaç duyarlar. Henüz sinir sistemi yatışmadan konu üzerine konuşmak duygu yoğunluğunu artırabilir. O yüzden önce sakinleşmek için çocukları küçük aktivitelere davet etmek iyi olabilir. Sevdiği peluş bir oyuncağı bedeninde iyi hissetmeyen yere koyması isteyebilirsiniz. Hoş kokulu yağlar ya da kremlerle sakin masajlar rahatlatıcı olacaktır. Bir kağıda kurabiye adam çizip, çocuğunuzun bedeninde hoş hissettiği yerleri bir renkle, hoş hissetmediği yerleri başka bir renk kalemle boyamasını isteyebilirsiniz. Bunların dışında sakin bir nefes aldıktan sonra nefeslerini boşaltırken aynı vapurların çıkardığı ses gibi olan ‘vuuuuu’ sesini birlikte çıkarabilirsiniz ve karınlarındaki titreşimi hissedebilirsiniz. Bunu bedenleriniz biraz daha rahatlayana kadar yapabilirsiniz.