FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİÖNE ÇIKAN HABERLERTOPLUM SAĞLIĞI

Alerji tanısında yenilikçi moleküler teknolojiler

Babirus Medikal Genel Müdürü, Akademisyen, Yazar Dr. Sevgi Salman Ünver; sağlıklı ve uzun yaşamın sırrının gizli olduğu dengeli mikrobiyom hakkındaki görüş ve düşüncelerini Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısında okurlarla paylaştı.
Akademisyen, Yazar Babirus Medikal Genel Müdürü Dr. Sevgi Salman Ünver Fikir Liderleri Dergisi için yazdı: “Moleküler alerji testi, alerjinin şiddeti, alerjinin ne kadar süre devam edebileceği gibi soruların yanıtı olan geniş bir bilgi sağlar. Moleküler alerji testi özellikle besin alerjisinin ne kadar süredir var olduğunu, ne kadar süre devam edebileceğini ve ciddi reaksiyonlara karşı risk değerlendirmesini yapabilmek için hekimlere, detaylı veriler sunar.”

Çağımızın Sorunu Alerji Tanısında
Yenilikçi Moleküler Teknolojiler

Dr. Sevgi Salman Ünver
Akademisyen, Yazar
Babirus Medikal Genel Müdürü

“Moleküler temelli alerji testleri yüzlerce antijeni, antijenler arası çapraz reaksiyonları, alerji şiddetini ve prognozunu tahmin etme olanağı sağlıyor.”

Tüm dünyada paketli gıda tüketiminden iklim değişikliğinin yarattığı çevre koşullarına, daha fazla kapalı alanlarda bulunmaktan, nüfus artışına kadar birçok nedenden dolayı toplumlarda alerji görülme sıklığı artmaktadır. The World Allergy Organisation (WAO) dünyadaki alerji sıklığını %10 – %40 (Pawankar R, et al, 2013) arasında göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde ortalama %20 olan alerji sıklığı tüm yaştan insanların yaşamlarını zorlaştırmaktadır. Alerjiler genel olarak gıda, solunum ve lateks (dermatolojik) alerjisi olarak gruplandırılır. Tanısı, ayrıntılı klinik öykü ve güvenilirliği yüksek tanı testleri ile mümkündür. Tanı için 1800’lü yıllardan beri kullanılan deri testleri hala klinik pratikte kullanılmaktadır. Uygulama zorluğu ve kısıtlı veri sağlamasına karşın tanıda hala rehberlerde yer almaktadır. Tanı teknolojilerindeki gelişmeler ile kanda serum IgE analizine dayalı teknolojiler geliştirildi. Son zamanlarda, moleküler analiz yöntemlerinin gelişmesi ile alerji kan testlerinde önemli ilerlemeler gerçekleşti. Moleküler temelli alerji testleri yüzlerce antijeni, antijenler arası çapraz reaksiyonları, alerji şiddetini ve prognozunu tahmin etme olanağı sağlıyor.

Alerji Tanısında Moleküler Teknolojiler

Moleküler tanı teknikleri, belirli bir alerjen içindeki farklı proteinler hatta protein bölümlerine özgü alerjik durumu kan testleri ile ortaya koymayı sağlar. Moleküler alerji analizinde yer fıstığı alerjisi iyi bir örnek olabilir. Yer fıstığına alerji en yaygın görülen gıda alerjisi türüdür. Bazı durumlarda hayatı tehdit eden anafilaksiye yol açabilir. Deri testi, yama testi ya da provokasyon testleri yetersiz kalabilir ya da tehlikeli olabilir. Öte yandan geleneksel alerji kan testi, hastanın bağışıklık sistemi tarafından yer fıstığına yönelik olarak üretilen alerjik antikor (IgE) miktarını gösterir. Kan testinde bu sayı ne kadar yüksekse, hastanın alerjik olma olasılığı o kadar yüksektir. Ancak klasik kan testi tamamen güvenilir bir test değildir, çünkü bazen hastalarda yüksek seviyeler olabilir, ancak yer fıstığı yediklerinde reaksiyon göstermeyebilirler ya da düşük riskli görünse de ciddi bir reaksiyon oluşabilir. Bunun yanı sıra farklı gıdalardan kaynaklanan çapraz reaksiyonlar yanıltıcı sonuçlar verebilir. Hatta alerji olmayan bir durumda yalancı karbonhidrat parçaları yalancı pozitif sonuç verebilir. Bu nedenle daha doğru bir tanı ve detaylı teste ihtiyaç vardır. Moleküler tanı teknolojileri, vücudun bağışıklık sistemi tarafından tüm yer fıstığını oluşturan bir dizi farklı bileşen proteine karşı üretilen IgE miktarına bakarak moleküler düzeyde suçlu alerjeni tespit eder. Moleküler alerji testlerinin en önemli avantajlarından biri de tek bir test panelinde her gıda, polen, kedi ya da köpek için molekül bazında alerjiye neyin etmen olduğunu göstermesidir.

Moleküler alerji testi, alerjinin şiddeti, alerjinin ne kadar süre devam edebileceği gibi soruların yanıtı olan geniş bir bilgi sağlar. Moleküler test, özellikle besin alerjisinin ne kadar süredir var olduğunu, ne kadar süre devam edebileceğini ve ciddi reaksiyonlara karşı risk değerlendirmesini yapabilmek için hekimlere, detaylı veriler sunar. Örneğin bazı alerjik reaksiyonlar çok şiddetli olabilir ve anafilaksi adı verilen ciddi bir alerjik şoka neden olabilir. Moleküler testte alerjinin riski ölçülebildiği için anafilaksi durumunun gelişme olasılığı belirlenebilir. Aynı zamanda bu test; alerji aşı tedavisi için de önemlidir. Moleküler alerji testi, alerjenin moleküler düzeyde net olarak saptanmasını sağladığı için, kişiye özgü, alerjen spesifik aşıların hazırlanması ve uygulanmasını daha etkin hale getirmektedir. Alerjeni moleküler düzeyde bilmek, alerjik reaksiyonların tedavisinin de kolay bir şekilde yapılmasına olanak sağlar.

“Aynı çip ile yüzlerce alerjeni analiz etmeyi sağlayan biyoçip teknolojisi ve özgün, saf ve doğru alerjeni üretmeyi sağlayan rekombinant DNA teknolojisi büyük bir dönüşümü başlatmıştır. Gelecekte alerji ile ilgili gelişmeler yine bu iki teknolojinin yenilikçi uygulamaları ile şekillenecektir. Ayrıca doğru tanıya dayalı immunoterapi uygulamalarında rekombinant aşıların geliştirilmesi beklenmetedir. Bu gelişmelerle koruyucu ve kişiye özgü alerji tedavileri büyük bir ivme kazanacaktır.”

Alerji Tanısında Rekombinant DNA Teknolojisi

Tanıda seçilen alerjenler genellikle doğal alerjen kaynaklarından elde edilen ekstraktlar şeklinde hazırlanır. Rekombinant DNA teknolojisinin gelişmesi ile artık alerjenler ‘saflaştırılmış rekombinant alerjenler’ olarak hazırlanabilmektedir. Alerjenik bir ekstraktın bileşiminin moleküler düzeyde, özgün ve saf olarak hazırlanması çok daha net olarak hastalığın haritasını çıkarmayı ve IgE bazlı immünolojik testin sonuçlarının doğruluğunun arttırılmasını sağlar.

Moleküler alerji testleri özgün hazırlanmış saf ya da rekombinant alerjenler sayesinde alerji tanısında en büyük problemlerden olan çapraz reaksiyon ya da çapraz reaktif karbonhidrat belirleyicilerin (CCD) ayrıştırılması ya da önlenmesini mümkün hale getirmiştir. Rekombinant alerjenler kullanıldığında teşhis doğruluğu artar, gerçek duyarlılığı çapraz reaksiyondan ayırt etmek mümkün olur, alerjik reaksiyonun tipi ve riski değerlendirilebilir. Daha hassas verilerle hastaların immünoterapileri için en uygun alerjenler seçilebilir.

Biyoçip Teknolojinin Alerji Tanısına Getirdiği Yenilikler

Tanı ve tedavideki en büyük zorluk, alerjen çeşitliliği ve çapraz etkileşimleridir. Örneğin bir besin maddesinin içerdiği 100 molekülün 99’una alerjik reaksiyon verilmezken, 1’ine ciddi bir reaksiyon veriliyor olabilir. Hatta farklı besinlerin benzer yapıdaki molekülleri, yanıltıcı pozitif alerji sonucu verebilir. Çok uzun yıllardır olası gıda ya da solunum alerjenleri tek tek incelenmiştir. Bu hem çok zahmetli hem de kısıtlı sonuç oluşturmaktaydı. FDA kayıtlarında bildirilen 160’ı gıda alerjeni olmak üzere 300’ün üzerinde alerjen bulunuyor. Her alerjeni ayrı ayrı moleküler düzeyde analiz etmek teoride mümkün olsa da pratikte oldukça zordur. Tam da bu nedenle tek bir çip içerisinde 300 kadar alerjeni bir panel olarak analiz eden multipleks teknolojiler geliştirilmeye başlanmıştır. Tüm alerjenlerin neredeyse %90’nun tek bir kan numunesi ile saatler içerisinde analiz edilmesi bu alanda devrim niteliğinde bir yenilik sayılabilir. Microarray sistemi ile entegre edilen bu çipler ile sayısal IgE ölçümü yüksek doğruluk ve güvenilirlik sağlamıştır.

Sonuç olarak, günümüzün en yaygın ve karmaşık sağlık sorunlarından olan alerjinin tanısı ve dolayısıyla doğru tedavisi için önemli gelişmeler gerçekleşmiştir. Bu devrim niteliğindeki gelişmeleri iki önemli teknoloji mümkün kılmaktadır. Aynı çip ile yüzlerce alerjeni analiz etmeyi sağlayan biyoçip teknolojisi ve özgün, saf ve doğru alerjeni üretmeyi sağlayan rekombinant DNA teknolojisi büyük bir dönüşümü başlatmıştır. Gelecekte alerji ile ilgili gelişmeler yine bu iki teknolojinin yenilikçi uygulamaları ile şekillenecektir. Ayrıca doğru tanıya dayalı immunoterapi uygulamalarında rekombinant aşıların geliştirilmesi beklenmekte. Bu gelişmelerle koruyucu ve kişiye özgü alerji tedavileri büyük bir ivme kazanacaktır.

Yorum yaz