FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLERTOPLUM SAĞLIĞI

“TRPharm olarak onkoloji ve hematolojide; orijinal, jenerik, biyobenzer ürünlerimizle varız!”

TRPharm Medikal Direktörü Doç. Dr. Tolga Tuncel; “Kanser” dosya konusu özelinde TRPharm'ın kanser ve tedavi çözümleri konusunda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini, çözüm ürettiği kanser hastalıklarını ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerini, Aralık sayısı yayımlanan Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.
TRPharm Medikal Direktörü Doç. Dr. Tolga Tuncel; “Kanser” dosya konusu özelinde TRPharm’ın kanser ve tedavi çözümleri konusunda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini, çözüm ürettiği kanser hastalıklarını ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerini, Aralık sayısı yayımlanan Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.

 

TRPharm
Onkoloji

Doç. Dr. Tolga Tuncel
TRPharm Medikal Direktörü

“TRPharm olarak hem onkoloji hem de hematoloji alanlarında orijinal, jenerik, biyobenzer ürünlerimiz ile varız.”

GEREK ORİJİNAL VE BİYOBENZER GEREKSE JENERİK PORTFÖYÜMÜZLE SADECE TÜRKİYE’DE DEĞİL MENA BÖLGESİNDE BİRÇOK ÜRÜNÜN RUHSATLAMA SÜREÇLERİNE DEVAM EDİYORUZ. PEDİATRİK ONKOLOJİDE DE BİRÇOK ÜRÜNÜ PEDİATRİK KANSER HASTALARININ YAŞAMINA KATMAYA ÇALIŞIYORUZ ÇÜNKÜ BİLİYORUZ Kİ BUGÜN PEDİATRİK KANSERLERDE KÜR SAĞLAMA ORANI, YETİŞKİN KANSERLERİNE GÖRE OLDUKÇA YÜKSEK.

F.L: Sizi tanıyabilir miyiz, bize kariyerinizden bahseder misiniz?
Dr. TOLGA TUNCEL: İç hastalıkları ve medikal onkoloji uzmanıyım. 2015 yılında sektöre adım attım, 2016 yılından bu yana TRPharm Medikal Direktörü olarak çalışıyorum.

TRPharm olarak, çözüm ürettiğiniz kanser hastalıkları ve bu hastalıklara yönelik tedavi çözümleriniz hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz? TRPharm olarak hem onkoloji hem de hematoloji alanlarında orijinal, jenerik, biyobenzer ürünlerimiz ile varız. Tedavinin yanında tanı aşamasında da GENETİKS Global firmasıyla bir iş birliğine gittik. Bu iş birliğiyle amacımız hastaların ailevi kanser genetik taramalarını yapmak ve hedefe yönelik tedavilerinin be- lirlenmesine katkı sağlamak. Ayrıca kanser tanısı almadan erken dönemde kanser riskini belirlemeye yönelik testlerin de Türkiye ve MENA Bölgesi’ne getirilmesi konusunda çeşitli firmalarla görüşmelerimiz devam ediyor.

Kanser tedavileri nereye evriliyor? Tedavilerin geleceğinin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz? Metastatik hastalıklarda maalesef genel olarak kür sağlanamıyor. Evet, bazı kanser türlerinde kür mümkün olabiliyor, ancak bu oldukça nadir. Bu nedenle, kanseri erken evrede teşhis etme amacıyla tarama testlerine öncelik vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Erken teşhis sadece kür şansını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda tedavi maliyetlerini de azaltıyor. Genelde onkolojide hastaların tedavisi, hastanın tümörünün özelliğine göre, yani kişiye özel. Bu nedenle bir kanser hastası geldiğinde öncelikle hastada tümörün çoğalmasına neden olan genetik bir özellik olup olmadığını tespit etmek gerekiyor. Sonra ona yönelik tedaviler uygulanıyor. Bu genetik özellik yoksa, tedavi ya sadece immünoterapik ajanlarla veya bunları kemoterapiyle kombine kullanarak uygulanıyor.

Onkoloji alanındaki gelişmeler diğer tedavi alanlarına göre son derece hızlı. Tedaviler, kombine tedavilerle hastanın yaşam süresini uzatmaya yönelik şekilleniyor. Tabii ki bu kombine tedavilerde en önemli faktör hastanın yaşam kalitesi. Uzun dönemde kombine tedavilerin, daha az toksik rejimlerle, hastanın daha uzun süre kullanılabileceği şekilde olacağını düşünüyorum.

Ülkemiz hematoloji ve onkoloji uzmanlarının küresel ölçekte bilime katkı düzeyleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye’de gerek onkolojide gerek hematolojide bilimin en üst düzeyde olduğunu düşünüyorum ve her geçen gün eğitim düzeyimiz yükseklere taşınıyor. Küresel anlamda da onkoloji dalında önemli dergilerde Türkiye’den klinik çalışmalar yayımlanıyor.

Faz 3 çalışmalarda oldukça fazla yol kat edildi. Bununla beraber Türkiye’deki hekimlerin dizaynını yaptığı faz 2 çalışmaları ülkemizde de yürütülmeye başlandı. İleride bunu faz 1 ve ilaç geliştirme safha- larının takip edeceğini düşünüyorum.

ONKOLOJİ ALANINDAKİ GELİŞMELER DİĞER TEDAVİ ALANLARINA GÖRE SON DERECE HIZLI. TEDAVİLER, KOMBİNE TEDAVİLERLE HASTANIN YAŞAM SÜRESİNİ UZATMAYA YÖNELİK ŞEKİLLENİYOR. TABİİ Kİ BU KOMBİNE TEDAVİLERDE EN ÖNEMLİ FAKTÖR HASTANIN YAŞAM KALİTESİ. UZUN DÖNEMDE KOMBİNE TEDAVİLERİN, DAHA AZ TOKSİK REJİMLERLE, HASTANIN DAHA UZUN SÜRE KULLANILABİLECEĞİ ŞEKİLDE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.

Ülkemizde kanser tanı ve tedavi düzeylerini küresel ölçekten baktığınızda sistemsel olarak nasıl değerlendirirsiniz? Çok iyi olduğumuz ve de gelişime açık bulduğunuz yönleriyle, objektif bakış açısıyla anlatır mısınız? Objektif olmak gerekirse biz tanıda oldukça iyiyiz çünkü hekimlerimizin eğitim düzeyleri oldukça yüksek. Bugün çoğu merkezde tanısal destek verilebiliyor. Tanıda bir problem olduğunu düşünmüyorum. Fakat tedavide maalesef ülkemiz Avrupa ve ABD’yi takip ediyor. Dünyada ruhsatlanmış birçok orijinal ilaç Türkiye’ye çok geç geliyor. Bunu hızlandırmanın yegâne yolunun biyobenzer ve jenerik ilaçların Türkiye’de ruhsatlanmasının desteklenmesi olduğunu düşünüyoruz. Orijinal ilaçlara bu şekilde bütçe oluşturulabilir ve böylece süre uzamadan orijinal ilaçlar daha hızlı ülkemize gelir.

Hastaların kanser tedavilerine erişim düzeyleri hakkında neler söyleyeceksiniz? Nasıl daha iyi hale gelebilir? Bu konuda otoriteye bir mesaj vermek ister misiniz? Türkiye’de en çok satan ilaçların özellikle biyobenzer veya jenerik ürünlerinin patent süreleri bittikten sonra hızlıca ruhsatlanmasının ilaca erişim konusunda oldukça faydalı olacağına inanıyoruz. Buradan elde edilen fiyat avantajlarının da yeni gelecek ilaçlarda bir fırsat yaratacağını düşünüyoruz. Bu ilaçlara hastaların ulaşmasındaki diğer yol ise Türkiye’deki klinik çalışmalar ve erken erişim programları. Bunların sayısı artırılırsa bu da hastaların ilaca erişimi konusunda önemli bir fırsat sunacaktır.

Kanser hastalıkları hakkında ülkemizdeki toplumsal farkındalık düzeyi konusunda neler düşünüyorsunuz? Kanser konusunda Türkiye’deki dernekler oldukça aktif çalışıyor, farkındalık her geçen gün daha da artıyor. Hekim sayımız istenen düzeye ulaştı. Artık büyük merkezlerin çoğunda hem onkolog hem hematolog bulunuyor. Bununla beraber medya ve çeşitli kuruluşların da topluma verdiği mesajların, farkındalığın artmasında önemli rol oynadığını düşünüyorum.

TRPharm’ın hematoloji-onkoloji alanlarında orta ve uzun vadedeki hedeflerini anlatır mısınız? Gerek orijinal ve biyobenzer gerek jenerik portföyümüzle sadece Türkiye’de değil MENA bölgesinde birçok ürünün ruhsatlama süreçlerine devam ediyoruz. Pediatrik onkolojide de birçok ürünü pediatrik kanser hastalarının yaşamına katmaya çalışıyoruz çünkü biliyoruz ki bugün pediatrik kanserlerde kür sağlama oranı, yetişkin kanserlerine göre oldukça yüksek. Buradaki en önemli konu toksisite. TRPharm olarak bu alanlara da yatırım yapıyor, yeni ürünler getiriyoruz. Çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde kullanılan ajanların kardiyotoksisite, nefrotoksisite, uzun dönemli işitme kaybı gibi yan etkileri olabiliyor. Bu durumda amaç hem tedavi hem de uzun dönem toksisiteyi düzeltmek. TRPharm olarak uzun dönem toksisiteyi önlemeye yönelik yenilikçi tedavilerin hastalara ulaşması yönünde yurt içinde ve yurt dışında çeşitli adımlar atıyor; onkolojide tanı, tanı almış hastanın tedavisi ve tedavi döneminde gelişebilecek yan etkilerin ortadan kaldırılmasına kadar her alanda olmaya çalışıyoruz.

Yorum yaz